Mehmet Rûhi Arel, Atatürk Köylülerle

Mehmet Rûhi Arel, Atatürk Köylülerle
Karakter Boyutu

Atatürk Köylülerle, 142 x 185 cm.

Mehmet Ruhi Arel’in günümüzde İş Bankası koleksiyonunda bulunan “Atatürk Köylülerle” adlı 142 x 185 cm. boyutlarındaki tablosu sanatçının bu dönemde yaptığı bir çok tablodan birisidir. Resimde genç, yaşlı kadın, erkek köylüler askeri ve sivil bir kalabalıkla gelen Atatürk’ü uzakta görülen köylerinin önünde bayraklarla karşılamaktadırlar. Fazla teknik sorunları olduğu görülmeyen tabloda hepsi aynı çizgideki asker, sivil ve köylü portreleri sanki tablo bütünü içinde üzerlerinde özellikle durulmuş bir ‘yüzler galerisi’ dir.

Mehmet Rûhi Arel (1880 - 1931)

Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanma sürecinin ve aynı zamanda Batılılaşma hareketlerinin ivme kazandığı Meşrutiyet dönemlerinin tanığı, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin de karşılayıcısı olan 1914 Kuşağı ressamları ve 4. kuşak Asker Ressamlar arasında yer alır Mehmet Rûhi (Arel). 1908 yılı, II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesi ve II. Meşrutiyet’in ilânıyla yeni bir dönüm noktası oluşturur. Bu dönemde sanat Saray’ın tekelinden çıkar ve sanat ortamının denetimi, artık yerleşmeye başlamış bir kurum olan Sanayi-i Nefise-i Mekteb-i Âlisi’ne geçer; ta ki 1957 yılında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu kurulana kadar. II. Meşrutiyet’in ilânının akabinde Osmanlı Ressamlar Cemiyeti kurulur. II. Meşrutiyet döneminden modern Türkiye’nin temelinin atıldığı Cumhuriyet dönemine giden yolda 31 Mart Vak'ası, Trablusgarp Savaşları, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gibi ulus belleğini derinden etkileyen olaylar sanat ortamı üzerinde de etkili olur ve Mehmet Rûhi de sanat yaşamında siyasal olaylara duyarlı bir dil geliştirir.

Sanatçı, II. Meşrutiyet’in ulusalcı görüşleri ve liberal yaklaşımlarını ve daha sonra da yeni kurulan Cumhuriyet’in coşkusunu tuvallerine yansıtır. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, temel ilkelerden olan halkçılık, milliyetçilik ve bunların sonucu olan ulusal egemenlik kavramı kültür ve sanat politikalarının da belirleyicisi olur. Kültür ve sanat alanlarında bütünleşmeye olanak verecek ekonomik refah sorununun çözümü yolunda çabaların sarf edildiği bir sürece girilir. Milli Mücadele döneminin başlamasıyla ülkenin büyük bir değişim hedeflediğini gören ressam, mimar ve heykeltıraşlar, bu mücadeleyi destekleyen bir tavır geliştirirler. Mehmet Rûhi’nin sanatsal ürünleriyle çağdaş arka planı arasındaki ilişki, II.Meşrutiyet sonrası aydın hareketleri (Osmanlı Ressamlar Cemiyeti ve Gazetesi, resim alanında çıplak modelin kullanılmaya başlanması ve süregelen savaşlara karşıt resimler üreten Şişli Atölyesi gibi) ve ulusal bir kimliğe sahip olma ve sanatı ülke düzeyinde yaygınlaştırma ideallerini devlet politikası haline getiren Cumhuriyet hükümetleri dikkate alınmadığı taktirde, Mehmet Rûhi’nin “Fatih Kaymakamlığı”, “Atatürk’e İstikbal” “Resmigeçit”,” Türk Ordusu’nun İstanbul’a Girişi”, “Atatürk Köylülerle” gibi yeni kurulan Cumhuriyet’in coşkusunu paylaşır nitelikteki resimlerinin, her ne kadar Cumhuriyet öncesine ait olsalar da “Taşçılar”, “Demirciler”, “İşçiler” gibi kalkınmaya ihtiyaç duyan bir ulusun sesinin duyulduğu tuvallerinin anlamlandırılması mümkün olmayacaktır.

Mehmet Rûhi'nin resme olan ilgisi Bahriye Mektebi’ndeki öğrencilik yıllarında başlıyor. Askeri okullardaki resim dersleri bilindiği gibi perspektif yani fenn-i menâzır öğretimine dayalı. “Oğlu Şemsi Arel’in Portresi”nde, “Leblebici”de, “Bir Zeybek”de, “Sabah Namazında Dua”da, “Kâğıthane”de ve diğer pek çok resminde karşımıza çıkan perspektif bilgisinin ustaca kullanımının kökeni kuşkusuz buraya uzanmakta.

Sanatçı daha sonra Sanayi-i Nefise Mektebi’ne giriyor ve burada Salvatore Valeri’nin öğrencisi oluyor. Valeri’nin pek de usta bir ressam olmadığı muhakkak. Sanayi-i Nefise’de hocalık yapmasının tek nedeni var, o da figür çizmeyi tercih etmesi. Mehmet Rûhi de diğerleri gibi Paris Güzel Sanatlar Okulu’nda Fernand Cormon’un öğrencisi olur. Tarihi konulu resimler yapan akademik ressam Cormon, Mehmet Rûhi’nin çağdaş tarihin görsel belgelerini oluşturmasında etkili olur. Mehmet Rûhi de, zaman zaman İzlenimci teknikten yararlanır. “Eşi Muzaffer Hanım’ın Portresi”, kısmen de olsa “Mehmet Emin Yurdakul Portresi”, “Leblebici”, “Luxembourg Parkı”, “Erenköy”, “Fatih Kaymakamlığı” gibi tuvalleri bu anlamdaki başlıca örnekleri oluşturur. 1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla Mehmet Rûhi de yurda döner. 1915 yılındaki Çanakkale Savaşı, 1916 yılı Galatasaray Sergisi’ne yansır. Olumlu eleştiriler ona 1917’de Enver Paşa’nın girişimiyle kurulan Şişli Atölyesi’nin yolunu açar. Mehmet Rûhi, burada çağdaş tarihi resimler. Savaş aleyhtarı olan bu resimler kuşkusuz propaganda amaçlıdır ve devlet politikasıyla yakından ilişkilidir. Mehmet Rûhi’nin sanatçı kişiliği de asıl bu tür resimlerinde ortaya çıkar.

Kaynak: 1- Eczacıbaşı Sanal Müzesi 2- Bazı Atatürk Resimlerinden Örneklerle Cumhuriyet Resminde Figür, Yrd. Doç. Dr Seyfi Başkan, ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 63, Cilt: XXI, Kasım 2005

Bu yazıyı paylaş
Paylaş
Kapat
0/0
Mehmet Rûhi Arel, Atatürk Köylülerle