FEYHAMAN DURAN

(İstanbul, 17 Eylül 1886 (1302) - İstanbul, 6 Mayıs 1970)

1895'de Galatasaray Sultanisi'ne girdi, 1908'de altıncı sınıfı bitirdi ve çalışma yaşamına atıldı. İlkin Bab-ı Âli'ye kâtip olarak girdi. Aynı yıl Galatasaray Sultanisi'nde güzel yazı öğretmenliğine başladı. Tevfik Fikret, okulun öğretmenleri Viçen Arslanyan Efendi ve Şevket Dağ, Feyhaman'ın yeteneğini fark ederek eğitim görmesi için Paris'e gönderme girişiminde bulundular.

Bir raslantı sonucu tanıştığı Abbas Halim Paşa, 1910'da eğitimini üstlenerek onu Paris'e resim öğrenimine gönderdi. 1911'de Paris Güzel Sanatlar Akademisi'nde anatomi öğretmeni Paul Richet ile Akademi Julien'de Jean Paul Laurens ve Albert Laurens'le çalışmalarını sürdürdü. 1912'de Paris Süsleme Sanatları Okulu'na gitti. 1913-1914 'te bir yıl kadar Paris Ulusal Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nda (Academie des Beaux-Arts) Cormon'un Atölyesi'ne devanı etti. 1914'de 1. Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla İstanbul'a döndü. Prof. Dr. Akil Muhtar'la tanıştı, portrelerini gerçekleştirdi. 1916'da 1. Galatasaray Sergisi'ne katıldı;

“Dr. Akil Muhtar'ın Portresi” adlı yapıtıyla gümüş madalya ve “Zikr-i Cemil (Güzelliği Anma)” Ödülü'nü kazandı.

Paris dönüşü Harp Mecmuasında, çalıştı ve savaş resimleri yaptı. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin açtığı sergilere katıldı, İbrahim Çallı ve Sami Yetikle birlikte Vezneciler'de Zuhal Kırtasiye Mağazasındaki atölyede resim dersleri verdi.

Feyhaman Duran, Atatürk portresi, 1937

2 Aralık 1919'da İnas Sanayi-i Nefise Mektebi'ne “Usul-ü tersim” öğretmenliğine getirildi. Güzel Sanatlar Birliği'nin kurucuları arasında bulundu, Ölünceye dek yönetim kurulu üyeliği yaptı.

1922'de öğrencilerinden Güzin Hanımla evlendi. Kız ve Erkek Sanayi-i Nefise Mektepleri'nin birleştirilmesinden sonra 1 Haziran 1927'de Sanayi-i Nefise Mektebinde “Usul-ü tersim”, 1933'de resim atölyesi öğretmenliğine atandı.

1938'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin düzenlediği Yurt Gezileri kapsamında Gaziantep'e gönderildi, buradan on tablo ile döndü. Ocak 1939'da Çallı ve Ayetullah Sümer birlikte İnönü'nün portresini yapmak üzere Ankara'ya çağrıldı.

1943-1947 yılları arasında eşiyle birlikte Topkapı Sarayı Müzesi'nin iç ve dış mekanlarında resim yaptı. 1951'de emekliye ayrıldı.

Emekliliğinde Beyazıt'taki evinde çalışmalarını sürdürdü. Bu müze evi İstanbul Üniversitesi'ne bağışladı. 1914 izlenimcileri olarak değerlendirilen kuşağın içinde yer aldı. Portrelerinin yanısıra manzara ve iç mekan resimleri boyadı. Minyatür ve hat sanatına ilgi duydu ve hat denemeleri yaptı.

Kaynak: www.turkishpaintings.com

Sanatçının Diğer Atatürk Eserleri