Selanik - Atatürk Evi

Selanik - Atatürk Evi
Karakter Boyutu

Selanik - Atatürk Evi

Selanik Atatürk Evi ve Müze Haline Getirilmesi

ÖZET

Atatürk’ün Doğduğu Ev:

Atatürk’ün doğduğu ev konusunda, farklı görüşler mevcuttur. Bunlardan birincisi, Atatürk’ün Ahmet Subaşı Mahallesi’nde bir evde doğduğuna dairdir. İkincisi de, günümüzde müze olarak kullanılan Islahane Semti (Aya Dimitri Mahallesi Apostolu Pavlu Caddesi Numara 75)’ndeki evdir.

Evin Müze Haline Getirilmesi: Selanik Belediye Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Yılı münasebeti ile 1933’te aldığı bir kararla, Atatürk’ün doğduğu evi kendisine hediye etmiştir. Atatürk, kendisine verilen bu evin müze haline getirilmesini istedi. Bunu müteakiben uzun süren çalışmalar neticesinde ev, tamir ve tefriş edilerek 10 Kasım 1953’te bir törenle “Selanik Atatürk Evi Müzesi” adı ile ziyaretçilere açıldı.

Ev, 1966’da yeniden tefriş edildi. Ancak 1970’li yıllarda yaşanan bir depremde hasar gören ev, yeniden tamir edildi. 1980’de üçüncü defa düzenlenerek, 19 Mayıs 1980’de yeniden ziyarete açıldı.

Bu gün, Türk-Yunan dostluğunun bir simgesi olan ev, bütün dünya vatandaşları tarafından ziyaret edilmektedir.

I- Atatürk’ün Doğduğu Ev

Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum tarihi, Cumhuriyet’in ilk yıllarında araştırmacılar için uzun süre çözülmesi gereken bir problem olmuştur. Konu ile ilgilenen araştırmacılar, yeterli belge bulunamayışı sebebi ile meseleyi ilmi suretle ortaya koyamamışlardır. 1881 yılı üzerinde ittifak olmakla beraber, gün ve ayın tespitinde zorlukla karşılaşmışlardır. Neticede, Atatürk, doğum dönemine dair anlatılan bilgileri de dikkate alarak; hayatında önemli bir yer tutan “19 Mayısı” doğum günü olarak kabul etmiştir. Böylece, Atatürk’ün doğumu 19 Mayıs 1881 olarak tescil edilmiş ve dünyaya duyurulmuştur1.

Atatürk’ün doğum dönemine dair tartışılan bir başka husus da, doğduğu ev meselesidir. Bu da günümüze kadar muhtelif tartışmalara yol açmış bulunmaktadır. Yapılan incelemeler neticesinde Atatürk’ün doğumu ve çocukluk yılları hayatı ile ilgili üç ev tespit edilmektedir.

Bunlardan ilki, Ahmet Subaşı Mahallesi’nde bulunan ve Atatürk’ün dedesi Kırmızı Hafız lakaplı Ahmed Efendi’den babasına miras kalan evdir2.

İkincisi, bu gün müze olarak kullanılan Aya Dimitri Mahallesi Apostolu Pavlu caddesi üzerinde 75 numaralı evdir. Eski kayıtlara göre bu bina, Koca Kasım Paşa Mahallesi Islahane Semti’nde bulunmaktadır. Ev, bodrumu ile beraber üç katlı olup, bir avlu içerisindedir. Bu bina, 1870’ten önce Rodoslu Müderris Hacı Mehmed Vakfı’ndan yaptırılmış ve İbrahim Zühtü adlı bir şahsa satılmıştır. Daha sonra da Selanik ahalisinden Abdullah Ağa ve eşi Ümmü Gülsüm’e satılmış ve Ali Rıza Efendi tarafından kiralanmıştır3. Üçüncü ev ise, bugün müze olan evin yanında günümüze intikal etmemiş olup, babasının ölümünden sonra Atatürk’ün ailesi ile beraber oturdukları evdir. 1933 yılında ayakta olan iki katlı, üç oda bir mutfaktan ibaret olan bu binada Atatürk, çocukluğunun önemli günlerini geçirmiştir4. Atatürk, buradan okula gitmiş, annesi üvey babası Ragıp Efendi ile bu evde evlenmiş, genç subaylık yıllarına kadar burası ailenin ikametgâhı olmuştur.

Atatürk’ün doğduğu ev konusundaki farklı görüşler şu şekilde sıralanabilir.

1-Falih Rıfkı Atay’a göre; Mustafa Kemal Atatürk, Ahmet Subaşı Mahallesi’nde Sanayi Okulu karşısında vasat ahşap bir evde doğdu(1881). Babası Ali Rıza Efendi, işlerini ilerletince Islahâne semtinde üç katlı bir ev satın aldı ve aile buraya taşındı5.

2-Çoğunluk tarafından kabul edilen bir görüşe göre; Mustafa Kemal Atatürk, Ali Rıza Efendi’nin 1878’de Selanik’te Islahâne semtinde kiraladığı üç katlı pembe bir evde doğdu (1881)6.

3-Çocukluk arkadaşı Hacı Mehmed Somer (Kütahya Mebusu)’e göre; Mustafa Kemal Atatürk, babasının kereste tüccarlığı döneminde kazandığı paralarla yaptırdığı Islahâne Semti, Ahmet Subaşı Mahallesi’ndeki üç katlı ve üst iki katı ev olarak kullanılan pembe boyalı binada dünyaya geldi (1881)7.

4-Nazif Tepedelenlioğlu’na göre; Mustafa Kemal Atatürk, babasının memuriyeti yıllarında Manastır Vilayeti Tırhala Sancağı Tırnova kasabasında doğdu. Bilâhare üç buçuk yaşlarında iken buradan Selanik’e ailesi ile beraber göç etti8.

Bu konuda bilgi veren görüşlerin hepsi Atatürk’e yakın şahıslardır. Ancak bu bilgiler, hatıralara dayanmaktadır. Hatıraların uzun zaman sonra kaleme alınmış olmaları ve başka bilgilerle karıştırılmış olma ihtimalleri, bu mesele hakkındaki görüşlerin farklılığına yol açmaktadır. Bununla beraber, farklılıklara rağmen bu görüşler arasında ortak noktalar bulmak mümkündür. Bu ortak noktalar, Mustafa Kemal Atatürk’ün biyografisi ile de uyuşmaktadır. Buna göre, Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi, evlenmeden evvel Selanik yakınlarında Olimpos Dağı’nın eteklerinde Katarin Kasabası’nda Papasköprü mevkiinde gümrük memuru olarak görev yapmaktadır. Ali Rıza Efendi, Zübeyde hanımla evlendiğinde Selanik’te babasının Ahmet Subaşı Mahallesindeki evinde oturmaktadır. Memuriyetten az para kazanan Ali Rıza Efendi, Selanikli kereste tüccarı Cafer Efendi ile ortak olmuş ve iyi para kazanmaya başlayınca da, memuriyetten ayrılarak Koca Kasım Paşa Mahallesi Islahâne Semti’nde (Aya Dimitri Mahallesi Apostolu Pavlu Caddesi)’ki üç katlı binaya yerleşmiştir. Bu dönemde Zübeyde-Ali Rıza çiftinin, Mustafa isimli bir çocukları dünyaya gelmiştir.

Ayrılan noktalara gelince: İlki, Mustafa Kemal Paşa’nın Selanik’te iki ayrı mahellede bulunan evlerden hangisinde doğduğu meselesidir. Diğeri de, Mustafa Kemal Paşa’nın Selanik’te doğmadığı iddiasıdır9.

Burada en inandırıcı görüşün, uzun süre Atatürk’ün yanında bulunmuş Falih Rıfkı Atay’a ait olması kuvvetle muhtemeldir. Buna göre; Atatürk’ün doğduğu ev, Ahmet Subaşı Mahallesi’nde olmalıdır. Bu gün müze olarak kullanılan bina ise, Ali Rıza Efendi tarafından doğumdan sonra satın alındığı veya inşa ettirildiği yahut da kiralandığı konusunda muhtelif görüş ayrılıkları bulunan ve ailenin bir müddet oturduğu evdir. İncelemelere göre, evin kiralanma ihtimali daha kuvvetli olup, sonradan genç subaylık yıllarında Atatürk tarafından satın alındığına dair bilgiler bulunmaktadır10. Nitekim Ali Rıza Efendi’nin 1888’de vefatından sonra aile, geçim masraflarını hafifletmek üzere, bu pembe evden ayrılarak, hemen bitişikteki daha küçük bir eve taşınmışlardır1’. Dayısı Hüseyin Ağa’nın yanında kaldıkları kısa süre haricinde Mustafa Kemal ve ailesi uzun zaman burada oturmuştur.

Atatürk, bu evde iken önce Selanik mülkiye Rüşdiyesi’ne kaydolmuş, 1893’te buradan ayrılarak Selanik Askerî Rüşdiyesi’ne geçmiştir. Annesi, burada Ragıb Efendi ile evlenmiştir. Genç Mustafa Kemal, üvey babasının çok iyi bir insan olmasına rağmen, bu evliliği bir gurur meselesi yaparak, bir müddet halasının yanında kalmıştır. Daha sonra okul hayatı için Selanik’ten ayrılarak Manastır’a gitmiştir. Askerî Lise’yi burada bitiren Mustafa Kemal, 1896’da İstanbul’a gelerek Harb Okulu’na başlamıştır12. Öğrencilik yıllarında yaz tatilini geçirmek üzere annesinin yanına geldiği ve bu küçük evde kaldıkları bilinmektedir.

İkinci Meşrutiyet’in ilanından evvel (1907) Selanik’te görev alan Mustafa Kemal Atatürk, daha önce oturdukları pembe boyalı geniş evi satın alarak, ailesi ile birlikte burada oturmuşlar ve bir çok siyasî toplantı burada yapılmıştır13. Annesi Zübeyde Hanım, Balkan Harbi bitimine kadar bu evde yaşamış ve Selanik’in Yunanlılar tarafından işgali ile İstanbul’a gelerek, Beşiktaş Akaretler’de bir eve yerleşmiştir14.

Selanik’in işgali ile Atatürk ve ailesinin oturdukları her iki ev, Yunanistan sınırlarında kalmıştır. Bundan sonraki dönemde evlerin akıbeti 1923’e kadar bilinmemektedir. Nihayet evler, Lozan Sulh Andlaşması (24 Temmuz 1923)’nın Türk ve Rum Nüfus Mübadelesi’ne İlişkin Sözleşme ve Protokol’ü gereği Yunanistan’a terk edilecektir. İlgili Protokolün 7. Maddesine göre, Mustafa Kemal Paşa’nın annesi ve kardeşi, Selanik’i daha önceden terk etmiş olmalarına rağmen mübadil sayılmakta ve Yunanistan’daki mülklerine karşılık, Türkiye’de mübadeleden kalan evlerden eşit değerde alabileceklerdi15. Nitekim Mustafa Kemal Paşa’nın ailesine İstanbul’da bu evlere karşılık olarak Bebek’te bir yalı verilmiş bulunmaktadır. Bu yalı, 1930’lı yıllarda Atatürk tarafından Selanik evlerinden hak iddia etmemek kaydı ile kız kardeşi Makbule Atadan’a verilmiş bulunmaktadır16.

II- Selanik Evinin Müze Haline Getirilmesi

A- Selanik Belediyesi’nin Kararı

Mübadelenin ilk yıllarında, evde kiracı olarak Apostolos Afamopulos isminde bir Rum oturmaktadır17. Afamopulos, evi kimden kiralamıştır? Bu konuda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Muhtemelen ev, bu dönemde Mübadele Protokolü hükümlerine göre; Yunanistan Milli Bankası’na intikal etmiş ve buraca kiraya verilmiştir. 1930’lu yıllarda ise ev, Şarabini isimli Türkiye’den mübadil bir Rum kadın tarafından Milli Banka’dan 200.000 drahmiye satın alınmış ve Trabzon’dan mübadil dört aile tarafından kullanılmaktadır18.

Türkiye ile Yunanistan arasında Lozan Andlaşması (24 Temmuz 1923) sonrası, önemli bir anlaşmazlık olarak “mübadele meselesi” yaşanıyordu. Sorunun kaynağını “etabli/yerleşmiş” tabirinin taşıyacağı hukukî anlam teşkil ediyordu. Türkiye, etabli meselesinin Türk kanunlarına göre çözülmesini istiyordu. Yunanistan ise, 30 Ekim 1918 öncesi İstanbul’da bulunan herkesin yerleşik sayılmasında ısrar ediyordu. Mesele, Milletler Cemiyeti, Milletlerarası Adalet Divanı’na götürüldü. Ancak buranın yorumu ile de çözülemedi. Nihayet taraflar, 1 Aralık 1926’da konu ile ilgili bir anlaşma imzaladılar. Bu defa da, uygulamalardan çıkan aksaklıklardan dolayı Türkiye-Yunanistan gerginliği arttı ve iki devlet arasında savaş rüzgarları esmeye başladı. Bu gerginliği yumuşatma işi Yunan Başbakanı Elefterios Venizelos’a düştü. Böylece, 10 Haziran 1930’da imzalanan yeni bir anlaşma ile, yedi yıldır devam etmekte olan önemli bir Türk-Yunan sorunu sona erdiği gibi, Türk-Yunan münasebetlerinde yeni bir dönem başladı19. Türk Hükümeti’nin daveti üzerine Venizelos, 27-31 Ekim 1930 tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etti. Bu gezi sırasında 30 Ekim 1930’da askerî, ticarî ve dostluk üzerine üç anlaşma imzalandı20. Bir yıl sonra da, Türkiye Başbakanı İsmet İnönü ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Araş, Yunanistan’ı ziyaret ettiler21.

Bu şekilde ilerleyen Türk-Yunan dostluğu, Dünya ve bilhassa da Av-rupa’daki diğer gelişmelere bağlı olarak, Balkan Antantı’nın temelinin atılmasına vesile oldu. Atina’da 1929’da gerçekleştirilen Dünya Barış Kongresi Derneği’nin toplantısında Balkanlarda kalıcı bir barışın gerektiği fikri ortaya atıldı. Bu fikir öncelikle Türkiye ile Yunanistan arasında geliştirilerek diğer Balkan devletlerince de kabul gördü. Bilahare yapılan görüşmeler neticesinde 9 Şubat 1934’te Balkan Antantı imzalandı22.

Bu dostluğun merkezinde Atatürk’ün “Yurtta Sulh , Cihanda Sulh” ilkesi yatmaktadır. Onun bu barışçı politikası, devletler hukuku açısından ilk meyvelerini 193O’lı yılların başında vermiş ve Balkan Devletlerini bir araya getirmiş bulunuyordu. Aynı yıllarda Atatürk’ün şahsını ilgilendiren bir gelişme de yaşanacaktı. Bu gelişme, Cumhuriyet’in Kuruluşunun 10. Yılı’nda çocukluk anılarını yaşadığı Selanik’teki evlerinin kendisine hibe edilmek istenmesidir.

Selanik Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim 1933’te yaptığı özel bir toplantıda, Cumhuriyetin 10. Yılı münasebetiyle, Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin duvarına bir hatıra plakası takılması ve evin hali hazırdaki sahiplerinden satın alınarak, Mustafa Kemal Paşa’ya hediye edilmesini kararlaştırdı. Nitekim, aynı gün plaka duvara çakılmışsa da; ilgili tören, Balkan Antantı delegelerinin Selanik’e gelmesine bırakıldı. Tabelada, “Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri Gazi Mustafa Kemal burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha, Türkiye Cumhuriyeti’nin onuncu yıl dönümü münasebeti ile konulmuştur. Selanik, 29 Birinci Teşrin 1933” ibaresi vardı23. Daha sonra bu ibare Türkçe, Rumca ve Fransızca olarak mermer üzerine işlenmiştir24. IV. Balkan Konferansı 5 Kasım 1933’te Selanik’te açılacaktı.

Selanik Belediye Meclisi’nin evi satın alma kararı Türkiye’nin Selanik Başkonsolosluğuma şu şekilde bildirildi25: “Yunan Cumhuriyeti Selanik 30 İkinci Teşrin 1933 Selanik Belediyesi Kayıt No: 50684 Türkiye Cumhuriyeti Konsolosu Muhterem Selim Feyzi Beyefendiye Şehirde Konsolos Beyefendi, Türkiye Cumhuriyeti’nin onuncu yıl dönümü münasebetiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin Reisi ve Banisi olan şanlı Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin doğdukları evin satın alınması ve duvarına bir hatıra levhasının vatı hakkındaki kararını muhtevi Belediyemiz Meclisi’nin 488 numaralı ve 29 Birinci Teşrin 1933 tarihli kararnamesini zât-ı âlinize irsal ile kesb-i şeref ve mesruriyet eylerim. Bu kararname, Selanik, Gazi Hazretleri’nin doğdukları şehir olması itibarı ile iktisab-ı şeref ve mağruriyet eden Selanik ahalisinin Gazi Hazretlerine olan takdirkâr ve samimi hissiyatının pek küçük bir kısmını teşkil ettiğini beyan ile beraber kararnameyi Reisicumhur Hazretleri’ne takdime delâlet ve tavassut buyurmanızı rica ederim. Benim ve Selanik Ahalisinin Müşarünilelyh Hazretleri’ne sıhhat ve afiyet ve dost Türk milletine daimî saadetler için pek samimi temenniyatımızı Reisicumhur hazretlerine bu vesile ile arz ve iblağ buyurmanızı rica eder ve zât-ı âlilerine takdim-i ihtiramat eylerim.

(Mühür)

Selanik Belediye Reisi Mösyö Apostol Kozmopıdo

(İmza)”

B- Tören (4 Kasım 1933)

Atatürk’ün Selanik Evi’ne plaka çakılması töreni, Balkan Antantı Delegasyonunun gelmesi ile 4 Kasım 1933’te gerçekleşti26. Törene, Yunanistan Meclis Başkanvekili, Makedonya Genel Valisi, Selanik Belediye Başkanı ve Meclis Üyeleri, Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Enis Akeygen, Balkan Konferansı Reisi Papa Anastasya ve Balkan Konferansı Türk Murahhas Üyeleri ile bazı üst düzeyde zevat katıldı. Törende Balkan Konferansı Reisi Anastasya bir konuşma yaparak, Mustafa Kemal Paşa’nın Balkan milletlerinin dayanışmasında oynadığı rolü anlattı. Anastasya’nın konuşması şöyle idi27:

“...Mustafa Kemal, yalnız dost bir milletin reisi değil, aynı zamanda vatanını kurtarmış ve Türk milletini tekemmül ettirerek bütün diğer Balkan milletleriyle takarrûbunu mümkün kılmaya muvaffak olmak suretiyle Balkan milletleri ittihadı mefkuresinin en harr müdafii olduğunu ve tarihi, içtimai, ıslahat ve hürriyet için mücadelelerle dolu olan bu Selanik şehri, kendi evlatları meyânında Mustafa Kemal’i görmekle mağrur ve müftehir bulunduğunu, Selanik’te Mustafa Kemal’in doğması keyfiyeti kendisinin bizzat Ankara’da Bütün Balkan milletleri aynı menşee malikiz- Biz, o kadar bir birimizle karışmışız ki; millî bir aile teşkil ederiz, kayıtlarını muhtevi olarak söylediği sözlerin ne kadar muhik olduğunu ispat ettiğini; bu suretle tarih-i insaniyete ebediyen hakkedilmiş olan Mustafa Kemal’in şan ve şöhretinden her balkan milleti, kendisine ait olan bir hisse tefrik edebileceğini söyleyerek, Yaşasın Mustafa Kemal, Yaşasın Türk Milleti” demiştir.

C- Evin Satın Alınması

Selanik Belediyesi, aynı yıl (1933) evi sahiplerinden satın almayı kararlaştırarak, o yılın bütçesinden bu iş için 300.000 drahmi ödenek ayırdı. Belediye yetkilileri, evin sahibi Şarabini adındaki mübadil Rum ile görüştü. Ancak ev sahibi, evi 200.000 drahmiye satın aldığını ve 200.000 drahmi de içine masraf ettiğini söyleyerek, teklif edilen parayı az buldu. Bunun üzerine pazarlık sürüncemede kaldı ve 1933-35 yılları arasında konu ile ilgili bir gelişme sağlanamadı. Bu gecikme, Atatürk’ün dikkatini çekti. Atatürk Dışişleri Bakanlığı’nı uyararak sürecin hızlandırılmasını istedi. Bu direktif ile harekete geçen yetkililer, 25 Eylül 1935’te Selanik Başkonsolosluğu’na bir yazı gönderdi. “Evin Selanik Belediye’since istimlakine imkan bulunmadığı taktirde, Vekâletçe mübaya’a edilmek üzere, belediye ve mal sahipleri ile temasa geçilmesini” istedi. Bu husus, Belediye Reisi’ne tebliğ edilmişse de, Belediye Reisi’nin daha evvelden meclisin verdiği kararın tatbik edilmesini ve hediye etmek şerefinden hemşehrilerinin mahrum edilmemesini istirham etmesi ile bu fikirden vazgeçildi28.

Türkiye’nin bu tutumu üzerine Selanik Belediye Meclisi, 19 Ekim 1935’te evi istimlak kararı verdi. Ancak ilgili istimlak kararının yürürlüğe girmesi için Yunan Parlamentosu’ndan muvakkat bir kanun çıkarılması gerekiyordu. Yunan Kültür Bakanlığı, ilgili kanun için “Monument Historique (Tarihî Anıt)” formülünü buldu. Bu gaye ile “4108 Sayılı Kanun” un 12 maddesine 7. Fıkra eklendi. Bu fıkra; “Şehir planı veya köy içinde bulunan ve millî tarihî ehemmiyeti olan, memleketin tarihi için mühim bir eser, hatıra teşkil eden her türlü gayr-ı menkul ve mülk dahi, belediye ve köy için mecburî surette istimlak olunabilir”29 hükmünü ihtiva ediyordu. Böylece hukukî prosedür tamamlanmış, sıra kararın uygulanmasına gelmişti.

Belediye, evin istimlaki için mecburi istimlak kanununa göre, gerekli ödeneği ayırarak, 8 Nisan 1936’da işlemi gerçekleştirdi. Ancak eve verilen miktar ev sahiplerince az bulundu. Ev sahibi, kendilerini gazetelere bildireceğini. Mübadiller Cemiyeti’ne şikayet edeceğini ve olmazsa Mustafa Kemal Paşa ile görüşeceğini söyledi. Mahalli seçimler yaklaştığı için Belediye Reisi, tepkileri göze alamadı ve ev sahibine 400.000 drahmi teklif etti. Ev sahipleri, meseleyi inada bindirdiler ve bu miktarı da kabul etmediler. Nihayet Türk Başkonsolosluğunun devreye girmesiyle 19 Eylül 1936’da uzlaşma sağlanarak, 650.000 drahmi karşılığında ev satın alınabildi. Bu sefer de, Makedonya Genel Valisi ödenen miktarı fazla bularak, satın alınmanın iptalini ve eski istimlak bedelinin ödenmesini emretti. Bu ise meseleyi yeniden başa çevirmek ve sürüncemeye sokmak demekti. Nitekim Vali, 14 Kasım 1936’da bu kararından vazgeçti ve 2 Aralık 1936’da 150.000 drahmi avans verilerek satın alınma sözleşmesi imzalanabildi.

Sözleşmeye göre; bina iki ay içerisinde tahliye edilerek teslim edilecekti. Ancak ilgili süre dolmasına rağmen içinde oturanlar, binayı boşaltmadılar. Nitekim yeniden Türk konsolosluğu devreye girerek ilgililere 10.000 drahmi daha verildi ve bu husustaki sorun çözüldü. 12 Şubat 1937’de Selanik Belediye Reisi Merkuriyu Atatürk’e şu telgrafı çekerek işlemlerin tamamlanmasından duyduğu memnuniyeti bildirdi. İlgili telgraf metni şöyle idi30:

“Doğdukları şehrin meclisi, memleketimizin samimi dostu Yeni Türkiye’nin büyük yaratıcısının hatırasını doğduğu evde ebediyen muhafaza etmek bahtiyarlığı ile tarihî evi fevkalâde tazîm nişanesi olarak bu günden itibaren emirlerine âmâde kılmakla şereflenir”

Ayrıca Merkuriyu, tapu senedini kendi eliyle bizatihi Ankara’ya gelerek takdim etmek istediğini bildirdi. Onun bu arzusu, Mustafa Kemal Paşa’nın sürekli yurt gezilerinde olduğu bildirilerek uygun görülmedi31 ve ilgili belgeleri Atina Büyükelçiliği vasıtasıyla göndermesi rica edildi. Mustafa Kemal Paşa da, Belediye Reisi ve Makedonya Genel Valisi’ne teşekkür olarak altın monogram ve gümüş çerçeve içerisinde birer fotoğrafını hediye etti (29 Nisan 1937)32.

Nihayet bina, 19 Şubat 1937’de tahliye edilerek anahtarları Selanik Başkonsolosluğuma teslim olundu33. Bu hadiseye, dönemin Türk gazeteleri de yer verdi34.

Selanik Belediyesi’nin evin anahtarını teslim yazısı şöyledir35:

“Bay Konsolos, Selanik 13/2/1937

Belediye’ye ait olup Türkiye Reisicumhuru Kemal Atatürk Haz-retler’nin doğdukları Apostolu Pavlu Sokağında kâin 71 numaralı evin berâ-yı tazim kendilerine takdimi Selanik Belediye Meclisi’nin 1936 tarihli ve 814 sayılı kararı ile tensip ettiğini size bildirmekle şerefyâb olurum. Makedonya Umum Valiliği’nin 149341-36 sayılı yazısı ile tasvip edilen bu karar, arada iş bu evde oturanların evi tahliye etmiş olmaları ile kuvveden file gelebildiğinden, Yeni Türkiye’yi yaratan büyük adamın doğumunu daima yâd için tarihî bir abide kalmak üzere, bu evi kendilerinin emirlerine amade kıldığını Belediye dünkü telgrafı ile Türkiye Reisicumhuru Hazretleri’ne bildirmiştir.

Vakfı münasibinde resmî ferağı size takdim etmek üzere mevzu ‘-ı bahis evin anahtarını gönderir ve derin saygılarımı sunarım.

Selanik Belediye Reisi

(imza) Merkuriyu “

D- Evin Restorasyonu

Atatürk’ün Selanik evi, Türk yetkililere teslim edildikten sonra, şahsına yakışır bir şekilde restore edilmeliydi. Nitekim, bu husus önceden düşünülmüştü. Cumhurbaşkanı Atatürk, henüz satın alınma işlemlerinin devam ettiği bir dönemde bazı hazırlıklar yapılması için, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey ve Afet İnan Hanım’ı Selanik’e gönderdi. Bu şahıslar, Konsolosluk vasıtasıyla 1933’te evi gezme imkanı buldularsa da, içeride mübadil aileler bulunması sebebi ile yeteri kadar inceleme fırsatı elde edemediler36.

Evin restoresi amacıyla değişik zamanlarda üç ayrı plan çizildi. İlk plan, Selanikli mimar Emmanuel Melanos tarafından hazırlandı. Bunda binadaki bodrum kat gösterilmemiştir.

16 Şubat 1937 Günlü Plana Göre37

Birinci Kat

a-Bir sofa

b-Abdesthane

c-Sahanlık

d-Mutfak

e-Mutfağın yanında bir oda

f-Bunun karşısında bir oda

g-Buna bitişik gizli kiler. İkinci Kat

a-Bir sofa

b-Bir kiler

c-Malta taşlarından yapılmış bir teras d-Atatürk’ün doğduğu oda

e- Bunun karşısında bir oda. Ancak bu plânın uygulanması mümkün olmadı. Bu arada Atatürk vefat etmişti. İkinci plan, 17 Haziran 1939’da Türk mühendisler tarafından yapıldı. Bu iş için Nafia Vekaleti Abdullah ve Ergun adlarında iki mühendisi görevlendirdi. Bu şahıslar yeniden bir plân hazırladılar. 17 Haziran 1937 günlü plana göre38 Bodrum Katı (Bu gün birinci kat)

Üç dükkan Zemin Katı (Bu gün ikinci kat) a-Sofa

b-Mutfak c-Mutfağın yanında bir oda d-Bunun karşısında bir oda e-Buna bitişik sandık odası f-Sahanlık

Birinci Kat (Bu gün üçüncü kat) a-Sofa b-Abdesthâne

c-Malta taşlarından yapılmış teras

d-Atatürk’ün doğduğu oda, e-Bunun karşısında bir oda Üçüncü plân da, 8 Temmuz 1919 tarihlidir. Bu planın yapılması esnasında evi yakından bilen şahıslar ile görüşmeler yapılmıştır. Bu kişilerin adları şöyleydi:

1- Mustafa Hacı Osman, Aya Dimitri Sokağı 196 Numaralı evde mukim. Atatürk’ün eski komşusu.

2- Apostolos Afomapulos, 1925’te evde kiracı olarak bulunmuş.

3- Mimar Emanuel Melanos, İlk planı yapan kişi.

8 Temmuz 1939 günlü plana göre39 Bodrum Katı

a-Sağda bir oda

b-Solda bir oda

c-Bir lavabo

Zemin Katı (Evin 1. Katı)

a-Sofa

b-Mutfak

c-Mutfağa bitişik oda

d-Bunun karşısında bir oda ve bitişik sandık odası

e-Sahanlık

Birinci Kat (Evin 2. Katı)

a-Sofa

b-Abdesthâne

c-Malta taşlarından bir teras

d-Atatürk’ün doğduğu oda e-Bunun karşısında bir oda

Bu planlar esas alınarak evin tamirine karar verildi. Restore işi, 3 Mayıs 1940’ta 10.056.000 drahmiye40 Selanikli Yani Yorgadis ve Eli Modiano isimli mütahitlere verildi. Anlaşmadan beş gün sonra tamirata başlandıysa da, II. Dünya Savaşı’nın vahameti ve Yunanistan’ın Alman işgaline girmesi işlerin yarım kalmasına yol açtı. Müteahhitler de işi bırakmışlardı. Bu tarihten sonra tamirata uzun süre ara verildi. Nihayet restorasyon 1950’de tamamlanabildi.

E- Evin Tefrişi Meselesi

1) Evin 1953’teki Tefrişi Evin tamirinin tamamlanmasından sonra tefrişi gündeme geldi. Evin tefrişine bu dönemde Yunanistan’daki Türk eserlerinin yıkılması ve Selanik’teki Türk izlerinin silinmek istenmesi sebebiyle bilhassa büyük önem veriliyordu. Bu vesile ile Atatürk’ün Selanik evi, onun büyük ismini olduğu kadar, Türklüğün Makedonya ve Selanik’teki mazisini yaşatacak bir abide muhit olarak düşünülüyordu. Atatürk Evi, Misâk-ı Millî hudutları ötesinde Türk’ün mazisini, istikbalini, inkılâplarını vatana bağlayan bir köprü, maddî ve manevî bir bağ olarak görülüyordu41. Milli Eğitim Bakanlığı, bu iş için, Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan, Afet İnan, Hayrettin Örs ve Bakanlıktan seçilecek bir yetkiliden oluşan bir komisyon kurdu. Makbule Hanım, heyete katılmadı42. Diğer üyeler eve konulacak eşyaları ve yerlerini tespit amacıyla Selanik’e gittiler. İlgili Komisyon, çalışmalarını tamamlayarak bir rapor halinde Bakanlığa sundu. Bununla beraber, 1953’e kadar bir netice alınamadı. Bunun üzerine devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, meseleye el koymuş ve yetkililerle 28 Ocak 1953’te bir toplantı yaptı. Bu toplantıya, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Reisi Tevfik Koraltan, Milli Eğitim Bakanı (MEB) Tevfik İleri, Milletvekilleri Keçecizade Salih, Zuhuri Danışman Beyler ve Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü (TİTE) Başkanı Prof. Dr. Enver Ziya Karal katıldılar. Toplantıda şu kararlar alındı43:

1-Evin teşrifinde tarihî atmosferin canlandırılması,

2-Orijinal eşyaların kullanılması,

3-Eşyaların mevcut saraylardan ve Atatürk’ün hususî eşyalarından temini,

4-Odalardan birinin Atatürk’e ait müze haline getirilmesi,

5-İşlerin bir an evvel ikmâl ettirilmesi,

6-Evi incelemek üzere, Enver Ziya Karal’ın Selanik’e gönderilmesi.

Cumhurbaşkanı Celal Bayar, bu kararlardan bilhassa işlerin bir an evvel ikmâl ettirilmesi üzerinde hususiyetle duruyordu. Çünkü, bu mesele 1933’ten bu yana gündemde olmakla beraber, muhtelif sebepler ve engellerle o güne kadar tamamlanamamıştı. Şimdi bu iş, bir an evvel bitirilmeliydi. Alınan karar gereği, E. Z. Karal, 5 Şubat 1953’te Selanik’e giderek çalışmalara başladı. Buradaki çalışmaları on bir gün sürdü (6-16 Şubat 1953). Daha sonra İskeçe ve Gümülcine şehirlerindeki Türk evlerini gezdi (17-19 Şubat 1953). Ayrıca bilgi sahibi olmak için, Mısır Hükümeti tarafından müze haline getirilen Kavalalı Mehmet Ali Paşa Konağı’nı gezdi44. İstanbul’a gelerek Atatürk’ün evinin eski halini bilenlerle görüştü. Daha sonra Ankara’ya döndü (28 Şubat 1953)45.

Bu gezi sırasında Yunanistan ve Türkiye’de görüşlerine müracaat edilen şahıslar şunlardır:

1-Mustafa Hacı Osman, Selanik Aya Dimitri Caddesi 186 numaralı evde mukim olup Atatürk’ün mahalle arkadaşıdır.

2-Fehmi Ali Çavuş Paçka, Selanik’te Langada caddesinde oturur, esnaf olup Atatürk’ü subaylık yıllarından tanımaktadır.

3-Mehmet Ali Bolin, Selanik Başkonsolosu, Atatürk’ün evinin eski halini bilmektedir.

4-Apostolos Afanopulos, Selanik Aya Dimitri caddesinde terzi olup, 1923’ten sonra Atatürk evinde kiracı olarak oturmuştur.

5-Emanuel Melanos (Mühendis), Pavla Mela caddesinde oturur, evin 1937’deki planını yapmıştır.

6-Nafia Olcay, Atatürk’ün akrabası olup Selanik evini bilmektedir.

7-Adviye Tezel, İstanbul’da oturur Selanik’ten komşusudur.

8-Hasan Rıza Soyak, İstanbu’da mukim olup, Atatürk’ün Başkatibidir.

Eşya tespiti için gezilen ve tetkik edilen Türk evleri şunlardır:

1-İskeçe’de Tahir Yörük’ün Evi,

2-Gümülcine’de İbrahim Ahmet Bey’in Evi,

3-Gümülcine’de Ahmet Ağa’nın Evi,

4-Kavala Mehmet Ali Paşa Müzesi,

Rumeli şehirlerinde evlere ait kırk elli yıl evvel kullanılan eşyanın tespiti için görüşülen şahıslar:

1-İskeçe’de Tahir Yörük,

2-İskeçe’de İbrahim Demir,

3-Gümücine’de İbrahim Ahmet,

4-Gümülcine’de Faik Etkin,

5-Gümülcine’de Osman Üstüner,

6-Selanik’te Prof. Dr. Stifon Kyriadidis, Selanik Üniversitesi Folklor Enstitüsü Başkanı,

7-Selanik’te Prof. Dr. Vakalopulos, Selanik Üniversitesi Yakın Çağ Tarihi Öğretim Üyesi.

Araştırmalar neticesinde gerekli bilgileri toplayan E. Z. Karal, 28 Şubat 1953’te Ankara’ya dönerek MEB’na çalışmaları ile ilgili olarak bir rapor sundu. Bunu çalışmaların seyrine bağlı diğer raporlar izledi.

Atatürk’ün Selanik Evi Tefrişi I. Rapor (28.02.1953)46 A-Maksat ve usul, B-Evin tarihçesi, 1-Evin Selanik Belediyesi tarafından Atatürk’e hediye edilmesi, 2-Evin Türk Hükümetlerince tamir ve takviyesi, C-Evin tefrişi, 1-Bu günkü dış görünüşü, 2-Evin odalarının evvelce görmüş oldukları hizmete göre tefrik edilmesi, 3-Odaların gördükleri hizmete göre tefrişi,

4-Odalardan birinin Atatürk müzesi haline getirilmesi, D-Evin tefriş edilip bir müze haline getirilmesinden sonra yapılmasının uygun olacağı düşünülen bazı hususlar,

E- Ekler

Bu rapor, 9 Mart 1953’te Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın riyasetinde Milli Eğitim Bakanlığı’nda müzakere edildi. Görüşmelerden sonra, rapor tasvip edilerek gerekli eşyanın nerelerden temin edileceğine dair yeni bir rapor hazırlanması istendi47. Yapılan incelemeler neticesinde yeni rapor, 27 Mart 1953’te hazırlandı. Raporda, muhtemel eşyalar ve tahmini bedelleri yer almakta idi. Atatürk’ün Selanik Evi Tefrişi II. Rapor (27.03.1953)48

I.Bölüm: Odaların tefrişi için gerekli eşyanın müfredatı ve tahmini bedeli,

II.Bölüm: Eşyaların tedarik edildiği yerler, III.Bölüm: Evin tefrişi için gerekli eşya,

IV.Bölüm: Eşyanın alfabetik cetveli,

V.Bölüm: Müze odası eşyası,

Bu Rapora Göre Evin Tefrişi İçin Tahmini Bedeller şöyle idi:49:

Hizmetkâr odası:  352 lira

Kiler:    338 lira

Sofa:    1.744 lira

Mutfak:    397 lira

Yemek ve oturma odası:   1.599 lira

Misafir odası:    2.408 lira

Sofa:    1.289 lira

Atatürk odası:    1909 lira

Yekûn:    10.036 lira

27 Mart 1953’teki toplantıda, hazırlanan ikinci rapor görüşüldü ve onaylanarak eşyanın tedarikine geçilmesi istendi. Bu emir üzerine E. Z. Karal, vakit geçirmeksizin çalışmalarına başlayarak, incelemelerde bulundu. Bu inceleme ve temaslar çerçevesinde, Ankara’da Etnografya Müzesi gezildi, Sümerbank Umum Müdürlüğü ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği ile temaslarda bulunuldu. İstanbul’da ise, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Çapa Kız Enstitüsü, Atatürk Kız Lisesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Şişli Atatürk Müzesi ve Dolmabahçe Sarayı’nı gezerek incelemeler yaptı. Eşyaların nerelerde bulundukları ve nasıl tedarik edilecekleri tespit edildi. Eşyaların listeleri çıkarılarak, gerekli yazışmalar neticesinde temine çalışıldı. Konu ile ilgili rapor, 3 Eylül 1953’te Bakanlığa sunuldu. Atatürk’ün Selanik Evi Tefrişi III. Rapor (03.09.1953)50

A- Gerekli eşya için Ankara’da yapılan temaslar,

B- Gerekli eşya için İstanbul’da yapılan araştırmalar,

C- Ekler.

Raporun sunulması ve onaylanması üzerine son hazırlıkların yapılması için E. Z. Karal ve eşi Fatıma Hanım’ın İstanbul ve Selanik’e gitmeleri kararlaştırıldı. 15 Eylül-7 Ekim günleri arasında İstanbul’da kalan Karal ailesi, eksik kalan koltuk ve kanepe yüzlerinin kumaşları, dantel, minder gibi bazı ihtiyaçlar ile Selanik’e götürülecek kitapların ikmâline çalıştılar. Ayrıca gümrük işlerini takip ederek, eşyaların vagonlara yerleştirilmesini temin ettiler. İstanbul’daki işler bitince aile Selanik’e giderek eşyaların yerleştirilmesinde bizatihi görev aldı.

E. Z. Karal, 9 Ekim-12 Kasım günlerinde Selanik’te kalarak binanın tefrişini gerçekleştirdi. Atatürk’ün ebediyete intikalinin yıl dönümü olan 10 Kasım 1953’te yapılan bir törenle bina, “Selanik Atatürk Evi” olarak hizmete açıldı. Bu çalışmalar da bir rapor halinde bakanlığa sunuldu. Bu son rapordu. Atatürk’ün Selanik Evi Tefrişi IV. Rapor51

A) Ankara’da yapılan hazırlıklar,

B) İstanbul’da yapılan çalışmalar,

C) Yunanistan’daki çalışmalar,

D) Müze haline getirilen evin bugünkü durumu,

E) Tefriş için yapılan masraf,

F) Müzenin geleceği ile alakalı düşünceler,

G) Bütün bu işlerle alakalı ekler,

Ek-1) TBMM İdare Amirliği’ne Dolmabahçe Sarayı’ndan eşya verilmesi için yazı,

Ek-2) Selanik Müzesi için temin edilen fotoğraflar,

Ek-3) Cumhuriyet Halk Partisi’nden Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’ne teslim edilen eşya listesi, Ek-4) Topkapı Sarayı vasıtası ile satın alınan eşya,

Ek-5) Koltuk ve kanepelerin yüzlerinin değiştirilmesi için yazı,

Ek-6) Topkapı Sarayı’ndan Tesellüm edilen eşya listesi,

Ek-7) Eşyanın gümrük listesi,

Ek-8) İstanbul’da satın alınan eşya için yapılan masraf, Ek-9) Selanik’te yapılan masraf,

Ek-10) Atatürk Evi’nin Demirbaş Eşya Defteri,

Ek-11) Atatürk’ün Vasiyeti Senedi,

Ek-12) Atatürk’ün Selanik’teki evinin bir müze haline getirilmesi için yapılan çalışmaların kronoloji cetveli,

Yapılan çalışmalara dair çok tafsilatlı bilgi bulunan bu rapora göre evin tefrişi için yapılan masraf şu şekilde belirtilmiştir.

İstanbul’da yapılan masraf:    2.263 lira

Selanik’te yapılan masraf:    2.280 lira

Yekûn:    4.943 lira

İkinci rapordaki tahmini bedel ile gerçekleşen masraf karşılaştırıldığı takdirde, yarı nispetinden fazla bir tahminî bedel bulunduğu görülür. Bunun nedenleri üzerinde durmak gerekirse, eşyaların bir kısmı muhtelif sebeplerle bulunamayarak satın alınamamış ve bir kısmı da, devlet kuruluşlarından bilâ-bedel alınmıştır. Bu vesile ile arada büyük bir fark bulunmaktadır.

Evin 1953 Tefrişi 52

a- Birinci Kat

Taşlık: Sokak kapısından girilen taşlığın zemini malta taşlarından yapıldığı için zemin ayrıca döşenmemiştir. Bahçeye açılan kapının sağına gelen duvara bir gaz lambası asılmıştır. Lavobanın önüne bir ibrik ve leğen konulmuştur. Duvarlara eşyalara dokunulmamasına dair Türkçe ve Grekçe levhalar asılmıştır.

Kiler: Kapının soluna gelen duvar boyunca, zahire sandığı, elek ve kalbur, et kütüğü, nacak, balta, çömlekler ve bir küp bulunmaktadır. Kapının karşısına gelen duvar boyunca ise, tekne, ekmek kabı, tepsi, sini, tava sıralanmıştır. Kapının yer aldığı duvar boyunca da, kazan, bakraçlar ve bazı eşyalar yer almaktadır.Hizmetçi Odası: Odanın zemini hasır ile kaplanmıştır. Kapının karşısında yer alan pencere boyunca ot minder ve üzerinde posteki vardır. Kapının solundaki duvar boyunca ise, bir sedir (2,30x0,80 m.) bulunmaktadır. Sedir ve üzerindeki yastıklar koyu renkli kumaş ile kaplanmıştır. Kapının sağında bir eşya sandığı (0,98x0,50 m) ve üzerinde bir döşek, yorgan ve renkli bir battaniye konulmuştur. Pencerenin birinde su testisi, diğerinde maşrapa ve sonuncusunda ise renkli bir fener bulunmaktadır.

b- İkinci Kat

Sofa: Zemin geniş bir Şarköy kilimi (4,35x3,90 m.) ile döşelidir. Kilimde, kırmızı zemin üzerine siyah ve beyaz, bej, kahverengi, yeşil, kırmızı, gri renklerle testere ucu gibi tırtıllı göbeği olup, diğer kısımlarında stilize şekiller bulunmaktadır. Sofanın caddeye ve bahçeye bakan pencerelerinde, patiska perdeler ve bunların üzerinde, al zemin üzerine sarı yapraklı ve mavi çiçeklerle işlenmiş ipek kumaştan perdeler bulunur. Pencere önündeki sedir ve üzerindeki yastıklar, perdelerin kumaşı ile kaplanmıştır. Bunların üzerinde kenarları dantelli patiska örtüler bulunmaktadır. Sofanın ortasında maun ağacından siyah renkli bir masa ve üzerinde Rumeli stili işlemeler bulunan bir örtü vardır.

Karşıda bir dolap bulunmaktadır. İki kanatlı üç çekmeceli ve aynalıdır. Duvar boyunca hazeran sandalyeler dizilidir. Tavanın ortasında çengele asılı bir gaz lambası mevcuttur.

Mutfak: Raflara yerleştirilmiş bakır kalaylı tencere ve tabaklardan ibaret eşyalar bulunmaktadır.

Oturma ve Yatak Odası: Sofaya açılan ve mutfağa bitişik bulunan Atatürk’ün annesinin oturma ve yatak odası mütevazı bir şekilde döşenmiştir. Yere bir kilim (3,30x335 m.) serilmiştir. Caddeye bakan üç pencere önünde Rumeli stili bir sedir, sol taraftaki duvara yaslanmış çift kişilik pirinçten bir karyola bulunmaktadır. Karyolanın yatağı üzerinde kırmızı renkli bir örtü örtülmüş olup, içinde beyaz çarşaf ve dantelleri aşağıya doğru sarkmaktadır. Baş ucunda Kur’an-ı Kerim ve yanında dini yazı bulunan bir levha yer alır. Zeminde iki yer minderi ve üzerinde mangal durmaktadır. Karyolanın ayak ucunda ise, kenarları çiçek işlemeli mavi örtü ile örtülmüş bir sandık bulunmaktadır. Pencereler patiska kumaş perdeler ile örtülmüştür. Pencerenin önünde üzeri örtülmüş bir sedir yer almaktadır.

Misafir Odası: Yere geniş bir Şarköy kilimi (3,0x2,50 m.) serilmiştir. Kilim, yeşil, siyah ve beyaz stilize edilmiş motifler ihtiva etmektedir. Odanın ortasında pirinçten bir mangal mevcuttur. Odanın sağ duvarında süs-lemeli ve beş çekmeceli bir konsol bulunur. Konsolun üstünde kenarları yaldızlı bir ayna durmaktadır. Aynanın önüne iki mavi renkli karpuz lamba, bir tabak içerisinde sürahi ve bardak konulmuştur.

Kapının tam karşısına gelen duvar boyunca üzeri kumaşla kaplı bir kanepe ve sağına soluna yerleştirilmiş dört koltuk konulmuştur. Koltukların önünde eski tip sephalar yerleştirilmiştir. Kanepenin sağında bir duvar rafı ve içerisinde her üç gözde birer vazo bulunur. Sephaların üzerinde çiçekli çevreler bulunmaktadır.

Kapının sol tarafındaki duvara K(emal) A(tatürk) markalı bir saat monte edilmiş, pencerelere tül ve üzerinde kumaş perdeler konulmuştur. Duvarında ipek üzerine renkli iplik ile işlenmiş eski Türkçe levhalar asılmıştır.

Tavanın ortasında çengele asılı bir gaz lambası odanın dekorunu tamamlamaktadır.

c- Üçüncü Kat

Sofa: Zemine geniş bir Şarköy kilimi (3,90x3,50 m.) serilmiştir. Kilim, İkinci kat sofasına konulan kilimin motiflerini andırmaktadır. Sofanın ortasında üzerinde bir çiçeklik ve Rumeli işi yağlık bulunan bir masa bulunmaktadır.

Merdivenin karşısında yer alan duvar boyunca, üstü mermer, kenarları ve ayakları yaldızlı bir duvar konsolu vardır. Konsolun üzerinde kenarları yaldızlı bir ayna, aynanın önünde pirinçten bir petrol lambası durmaktadır.

Sofanın gusûlhâne kapısı yanına bir leğen ve ibrik konulmuştur.

Diğer duvarda bir sandık ve hazeran sandalyeler sıralanmıştır. Caddeye bakan pencerelerin önünde, Rumeli tarzı bir sedir ve perdeler çiçek motifli kumaştandır. Sedir örtüleri ve yastık kılıfları perdelerin kumaşındandır.

Atatürk Odası: Yerde geniş bir Berkofça kilimi (3,86x2,82 m.) serilidir. Kapıdan girişe göre sağdaki duvara tavandan yere kadar büyük (4,40x3,15 m.) bir Türk Bayrağı asılmıştır. Bayrağın önünde, ağaçtan yapılmış bir kaide üzerinde Atatürk’ün tunçtan bir büstü (0,90 m.) bulunmaktadır. Büstün soluna evi ziyaret edenlerin düşüncelerini yazmak üzere, üstü mavi çuha ile örtülmüş bir masa üzerine defter konulmuştur.

Odanın ortasında kaideli bir mangal ve duvarlar boyunca hazeran sandalyeler sıralanmıştır. Pencerelerin perdeleri iki kısımdan ibarettir. İlki, uçları dantelli patiska ve diğeri, süslemeleri bulunan kırmızı atlastandır. Pencerenin önüne yerleştirilen sedir aynı renkli kumaştan olup, yastık kılıfları da kenarları dantelli aynı kumaşla kaplanmıştır.

Tavanda çengele asılı pirinçten beyaz abajurlu bir gaz lambası bulunmaktadır.

Müze Odası: Odanın döşemesi, eşyalara dikkat çekilmesi amacı ile boş bırakılmıştır. Pencerelere patiska perde takılmıştır. Böylece odaya dışarıdan loş bir ışık girmesi de temin edilmiştir.

Odada dört vitrin ve bir kitap etejeri ve Atatürk’e ait fotoğraflar mevcuttur.

Birinci Vitrin: Gri renkle takım elbise, kasket ve spor gömlek.

İkinci Vitrin: Frak takım elbise, siyah ve beyaz yelek, eldiven, silindir şapka.

Üçüncü Vitrin: Siyah pardösü, röpdeşanbır ve ayakkabı.

Dördüncü Vitrin: Müşirlik kasketi, kaşkol, kravat, kartvizit kutusu, ağızlık, sigara kutusu, sigara tablosu, iki adet tespih, masa zili, kahve fincanı, baston ve kırbaç.

Kitap Etejeri: Atatürk’ün yeni harflerle basılmış Nutuk adlı eseri (Üç Cilt), yine Atatürk’ün küçük kıtada basılmış Nutuk’u (İki Cilt), Fransızca ve İngilizce basılmış Nutuk, Atatürk’ün Söylev Demeçleri yer almaktadır.

Fotoğraflar: Duvarlara asılmış muhtelif fotoğraflar bulunmaktadır. Bunların çerçevelerinin bir kısmı Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından hediye edilmiş, bir kısmı İstanbul Erkek Sanat Enstitüsü’nce yapılmış ve diğerleri de Selanik’te satın alınarak temin edilmiştir.

Aile Resimleri: Selanik evinin eski hali, Zübeyde Hanım ve Alirıza Efendi’nin resimleri, Atatürk’ün Nüfus Cüzdanı Örneği.

Okul Hayatı: Atatürk’ün Manastır İdadisi, Selanik Rüşdiyesi ve Harp Okulu’ndan aldığı notları gösterir muhtelif resimler, Kurmay sınıfına devam ettiğini teyit eden belge ve Harb Okulu talebelik yılları ile bitirdikten sonraki döneme dair fotoğraflar.

Osmanlı İmparatorluğu Devrinde Hizmetleri: Atatürk’ün Şam’da, Çanakkale’de ve Yıldırım Orduları Komutanlığı’nda çektirdiği resimleri yer almaktadır.

İstiklâl Savaşı: Sivas Kongresi, Ankara’da halkın arasında ve Sakarya Muharebeleri esnasındaki fotoğraflar.

İnkılâp Safhası: Harf İnkılâbı çalışmaları devrine ait başında kalpak bulunan resim, çalışmalar ve istirahat ederken muhtelif resimler.Hususî: Amasya’dan annesi ve kız kardeşine gönderdiği bir kart ile sağ elinin fotoğrafı bulunmaktadır.

2) Atatürk Selanik Evinin 1966’da Yeniden Tefrişi

10 Kasım 1953’te Müze haline getirilen ev, 1966’da Mehmet Önder tarafından yeniden düzenlendi. Buna göre53:

a) Zemin Kat

Kiler: Bakır kaplar, toprak testiler, çömlekler, balta, havan, küpler ve sandıklar bulunmaktadır.

Hizmetçi Odası: Solda birinci oda olup muhtelif eşya bulunmaktadır. İkinci Oda: Merdivenli sofa olup, buradan birinci kata çıkılır.

b) Birinci Kat

Buraya bahçedeki çıkartma taş merdivenle girildiği gibi zemin kattaki merdivenli sofadan da girilmektedir.

Sofa: Birinci katın girişinde bulunmaktadır. Sofanın bahçeye bakan üç penceresi atlas perdeli olup, önünde yastık ve işlemeli yaygılarla döşenmiş bir sedir mevcuttur. Sofanın ortasında yuvarlak ahşap bir masa bulunmaktadır. Misafir Odası: Sofanın sağında yer alan misafir odasında kapı ile geçmeli bir de sandık odası mevcuttur. Misafir odası , kadife koltuk ve kanepeler, atlas perde, aynalı komodin, bakır mangal ve sephalar ile döşenmiştir. Duvarda, ibrişim işleme bir yazı levhası ve bir duvar saati asılıdır.

Mutfak: Solda küçük bir odadır. Burada, ocaklar ve çeşitli mutfak eşyaları yer almaktadır.

Yatak Odası: Odanın bir köşesinde çift kişilik bir demir karyola bulunmaktadır. Yatağın baş ucundaki duvarda, gümüş kılaptanlı kırmızı atlas cüz kesesi içerisinde bir Kur’an-ı Kerim bulunmaktadır. Yanında Fetih Sûresi’nin ilk ayeti yazılı bir levha yer alır. Karyolanın önünde ısınma aracı olarak pirinç mangal durmaktadır. Caddeye bakan pencerelerin perdeleri atlastan olup, önünde bir sedir bulunmaktadır.

c) İkinci KatBirinci kattaki sofadan merdivenlerle çıkılır.

Sofa: Burada birinci kattaki sofanın biraz daha küçüğü bulunmaktadır. Aynı şekilde döşenmiştir.

Çalışma Odası: Tavanı alçı işleme olup, Atatürk’ün doğduğu odadır. Bir yazı masası, Atatürk’ün tunç büstü, pirinç mangal, koltuklar yer almaktadır. Duvarlarında Atatürk ile ilgili levhalar ve tabaklar asılıdır.

Yatak Odası: Atatürk Özel Müzesi haline getirilmiştir. Vitrinler, Atatürk’ün kullandığı özel elbiseler ve şahsî eşyalar ile süslenmiştir. Atatürk’ün hayatının muhtelif dönemlerine ait fotoğraflar ve okul çağlarına dair belgeler yer almaktadır. Ayrıca küçük bir Atatürk kitaplığı kurulmuştur.

Bu odanın bitişiğinde tahta parmaklı bir teras bulunmaktadır.

3) Evin 1980’de Tamiri

1970’li yıllarda meydana gelen bir depremde bir hayli hasar gördü. Duvarları çatlamış, içine girilmez halde idi. Evin yeniden onarıma ihtiyacı vardı. Kültür Bakanlığı’nca 1980’de yeniden tamirata alındı. Bu iş için Türk mimarları Koksal Anadol ve Esin Arıoğlu görevlendirildiler. Tamir masrafları için devrin parası ile 2,5 milyon lira harcandı54. Ev, Kültür Ba-kanlığı’nın emri ile Etnografya Müzesi tarafından modern müzecilik esaslarına göre yeniden tefriş edilerek Atatürk’ün doğumunun 100. Yılında (1981) tekrar ziyaretçilere açıldı. Evin 1981’deki yeni düzenlemesine dair bilgi bulamadık. Ancak Atatürk Selanik Müzesi ile ilgili yapılan çalışmalarda verilen evin iç dekoru ile ilgili renkli fotoğraflardan anlaşıldığı kadarı ile 1953 tefrişine sadık kalındığı anlaşılmaktadır55.

III- Selanik Atatürk Evi’ni Ankara’da Yaptırma Fikri

Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı Türkiye’de büyük törenler ve etkinliklerle kutlandı. Bütün resmî ve özel kuruluşlar ile beraber şahıslar da bu etkinliklerde görev aldılar. Bunlardan birisi de Ankara Ticaret Odası’dır. Ankara Ticaret Odası Yönetim kurulu, 6/11/1980’de yapmış olduğu bir toplantıda, Atatürk’ün 100. Doğum Yıldönümü dolay ısı ile bütün yurt sathında girişilen kutlama çalışmaları meyanında, Oda camiası olarak yüklenebilecekleri görevleri müzakere etti. Başkan Galip Gençoğlu tarafından ortaya atılan Selanik Atatürk Evi’nin aynı ölçüler içinde bir modelinin Ankara’da yaptırılma fikri, yönetim kurulu tarafından tasvip gördü56.

Konu 100 .Yıl Kutlama Koordinasyon Kurulu Başkanlığı’na arz edilerek kabul edildi ve Milli Güvenlik Kurulu tarafından da onaylandıktan sonra çalışmalara başlandı. Evin yaptırılacağı alan olarak Atatürk’ün çok sevdiği Atatürk Orman Çiftliği seçildi. Evin proje mühendislik ve yapım işleri hiçbir maddî karşılık istemeden Nurol İnşaat ve Ticaret Kollektif Şirketi tarafından karşılandı. Diğer masraflar Oda üyelerince temin edildi57.

Evin temel atma töreni 19 Mayıs 1981’de icra edildi. Törenin açılış konuşması Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Em. General Sadri Ka-rakoyunlu tarafından yapıldı. Başbakan Bülent Ulusu da bir konuşma yaparak, evin temellerini attı. Törene, Oda temsilcileri, gazeteciler ve vatandaşlar katıldı58.

İnşaatı müteakip tefriş edilen ev, bugün Selanik’e giderek Atatürk’ün doğduğu evi ziyaret edemeyen vatandaşların bu konuda isteklerine cevap vermektedir.

Sonuç

Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi ile Balkanlarda meydana gelen dostluk ve işbirliği olgusunun gelişmesi ile, “Selanik Atatürk Evi” 193O’lı yıllarda Türk-Yunan dostluğunun bir simgesi haline gelmiştir. Bu gün de, karşılıklı olarak aynı dönemde yaşadığımız acı bir felaket olan “Deprem”, her iki devlet ve milletin dostluğunun simgesi olmuştur. Türkiye ve Yunanistan, tarihinde iki defa dostluk emareleri göstermiş; ilkinde önce iyi münasebetler geliştirilmiş ve bunun simgesi olarak Atatürk Evi ortaya çıkmıştır. Günümüzde yaşamakta olduğumuz ikincisinde ise; önce deprem simge olarak seçilmiş, daha sonra karşılıklı olarak dostluğun pekiştirilmesi yolu seçilmiştir. Bu dostluğun ebedî olması ve tarihî Türk-Yunan anlaşmazlıklarını çözmesi en önemli temennimizdir.

Dostluğun bir emaresi olarak, Selanik Belediyesi’nin kendisine hediye ettiği evin müze haline getirilme fikri bizatihi kendisinden çıkmıştır. Bu çalışmalar, onun direktifleri ile 1933’te başlatılmış olmakla beraber, Yunan makamlarının prosedürleri ve ev sahiplerinin gösterdikleri zorluklar neticesinde onun sağlığında tamamlanamamıştır. İkinci Dünya Savaşı’nm çıkması ve Selanik’in Almanlar tarafından işgali de bu çalışmaların gecikmesine sebep olmuştur. Ancak, savaş sonrası da her hangi bir faaliyet görülmemektedir. Nitekim bu boşluk, evin müze haline getirilmesini bir hayli geciktirmiştir. Nihayet, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın 1953’te meseleyi üstlenmesi ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı görevlendirmesiyle çalışmalar tamamlanabilmiş ve Selanik Atatürk Evi, onun şanına yakışır bir vaziyette müze haline getirilebilmiştir.

1 Bu konuda bkz: Mustafa Baydar, “Atatürk Ne Zaman Doğdu” Türk’ün Altın Kitabı Her Yönüyle Atatürk,

Haz. Avni Altıner, İstanbul 1981 s. 52-53, Yusuf Hikmet Bayur, Atatürk Hayatı ve Eseri, Ankara 1963, s.7. 2 Falih Rıfkı Atay, Çankaya, İstanbul 1984, s. 17

3 Mehmet Önder, Atatürk Evleri Atatürk Müzeleri, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankaral993, s. 14.

4 Afet İnan, “Prof. Dr. Afet İnan’ın Atatürk Evleri-Atatiirk Müzeleri Kitabına Yazdığı Önsöz”, Atatürk Evleri..., s. 7-8.

5 Atay, Çankaya, s. 17; Lord Kinross, Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu, İstanbul 1984, s. 26-27. Bu ev, Alirıza Efendi’nin Kırmızı Hafız diye şöhret bulan babası Ahmed Efendi’nindir. Ali Rıza Efendi, ilk evlendiğinde bu evde oturmuştur.

6 “Atatürk’ün Selanik’teki Evi Onarıldı”, Türk’ün Altın Kitabı Her Yönüyle Atatürk, s. 714 ve a.g.e., s. 48-49. 7 Orhan Türker, “Selanik’te Atatürk’ün Evini Ziyaret”, Türk’ün Altın Kitabı Her Yönüyle Atatürk, s. 703. Bu konuda o, Atatürk’ün çok sevdiği çocukluk arkadaşı Kütahya Mebusu Hacı Mehmet Somer’den şu bilgileri elde ettim diyerek şunları anlatmaktadır: “ Alirıza Erendi, Cafer Efendi ile birlikte ticarete başladı. Kazandığı para ile Islahâne semtinde Ahmet Subaşı Mahallesi’nde üç katlı iki daire bir ev yaptırdı. İşte Atatürk, bu pembe boyalı evde doğmuştu”.

8 Nazif Tepedelenlioğlu “Mustafa Kalfa”, Türk’ün Altın Kitabı Her Yönüyle Atatürk, s. 59-60. Bu konuda o şunları yazmaktadır. “Atatürk’ün çocukluğunu en iyi bilenlerden biri benim anam Fatma Zehra Tepedelenlioğlu’dur. Anam Selanik’e onunla aynı günde gelmiş, bir müddet mahallede oturmuş, aynı mahalle mektebinde okumuş,” “Abdülhamıd Han, Tesalya’dan göçenleri ikiye ayırtmış, bir kısmını İzmir’e bir kısmını da Selanik’e kabul etmiştir ve her göçmen aileye birer küçük ev hediye etmiştir. Selanik’te bu küçük göçmen evlerinden çoğu Kule Kahveleri denen semtte yapılmıştır ki, Zübeyde, Atiye ve Kadriye Hanımların evleri aynı sokağa tesadüf etmiştir”. Atatürk’ün vefatında taziyelerini sunmak üzere Türkiye’ye gelen Bulgaristan Parlamentosu azası Gaspodin Açkof, Türk milletvekillerinin arasında “ Mustafa Kemal hemşenrimizdir” diyerek Tırnova ismini telaffuz etmiştir. Orada bulunan Atatürk’ün yakın arkadaşı Ali Çetinkaya buna tepki gös termiştir. Ancak Bulgaristan Mebusunun zikrettiği Tırnova, diğeri ile aynı yer değildir. Bu Bulgaristan hudutlarında bulunmaktadır. Bkz. Türk’ün Altın Kitabı Her Yönü ile Atatürk, s. 58-59.

9 Bu görüş, muhtemelen bilgilerin karışmasından kaynaklanmaktadır. Mustafa Kemal Paşanın gerek Harbiye Nezareti dosyalarında ve gerekse özlük Dosyası’nda memleketi hanesinde Selanik yazmaktadır. Özlük dosyasında “Reis-i Cumhur Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri bin Alirıza Selanik” ibaresi bulunmaktadır. Bkz, Atatürk’ün Nişan Ve Madalyaları, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Et.üd Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1986, s. 60-61 (Atatürk’ün Madalyası için verilen İrade) ve s. 175 (Özlük ibaresi).

10 Ünal Sezici, “Selanik Atatürk Evi Tarihçesi ve Son Durumu”. Ankara Ticaret Odası Dergisi, Sayı:2 (Mayıs 198l).Ankara 1981,s.15.

11 Nezihe Araz, Atatürk Evleri, Dünya Yayıncılık, İstanbul 1999, s. 16.

12 Veysi Akın, “Bir Osmanlı Paşası Olarak Atatürk”, Osmanlı, Cilt II, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 697-704.

13 Sezici, “Selanik Atatürk Evi...”, s.15, Atatürk Selanik Evi Raporu, Haz: Enver Ziya Karal, s.22. (Bu rapor, Daktilo metin olarak hazırlanmış olup 177 sayfadan oluşmaktadır.) Bundan sonra kısaca Rapor diye zikredilecektir. Ayrıca Atatürk’ün buradaki askerlik hayatına dair bilgi için bkz: Behiç Erkin, -Atatürk’ün Selanik’teki Askerlik Hayatına Ait Hatıralar”, Belleten, XX?80 (1956), Türk Tarih Kurumu Yayınlan, Ankara 1956, s. 599-604.

14 Önder, Atatürk Evi, s. 15.

 

15 İsmail Soysal, Türkiye’nin Siyasal Andlasmaları I. Cilt (1920-1945), Ankara 1983, s. 177-181.17 Rapor, s. 35.

18 Rapor, s.22.

19 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1980, Ankara 1983, s. 325-326.

20 Soysal, Siyasal Andlaşmalar, s. 391-392.

21 Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi 1918-1938, Ankara 1988, s. 526-527.

22 Sevim Ünal, “Atatürk’ün Balkanlar’daki Barışçıl Politikası”, IX. Türk Tarih Kongresi Kongreye Sunulan Bildiriler, III. Cilt, Ankara 1989, s. 1985-1998 ve Nada Zımova, “The Balkan Entente And Turkey”, IX. Türk Tarih Kongresi Kongreye Sunulan Bildiriler, III. Cilt, s. 1999-2003.

23 “Atatürk’ün Selanik .Evi Onarıldı’” Türk’ün Altın Kitabı Her Yönüyle Atatürk, s. 714: Önder, “Atatürk Evi”, s. 16, Ünal Sezici, ve Utkan Kocatürk, bu hususta şu ibareyi verir. “Türk milletinin müceddîdi ve Balkan ittihadının müzahiri Gazi Mustafa Kemal bu evde dünyaya gelmiştir. 29 Birinci Teşrin 1933” Bkz: Sezici, “Selanik Atatürk Evi”, s. 16, ve Kocatürk, Kronoloji, s. 555.

24 Mehmet Rado, “Bu Evde Bir Tarih Doğdu”, Türk’ün Altın Kitabı Her Yönüyle Atatürk, s. 57.

25 Sezici,”Atatürk Selanik Evi”, s. 16.

26 Kocatiirk, Kronoloji, s. 555, “Cumhuriyet, 5/11/1933’ten naklen”.

27 Rapor.s. 16-17.

28 Rapor, s.l 8.

29 Rapor, s. 16-17.

30 Rapor. 17.

31 Gerçekten Mustafa Kemal Paşa, bu dönemde yurt gezilerinde bulunuyordu. Bkz. Kocatürk, Kronoloji, s.595-600. Bu dönemde, Türkiye için dış siyasette önemli olaylar yaşanıyordu. Bir taraftan Balkan Antantı gibi iyi münasebetler gelişirken, diğer taraftan da, Hatay Meselesi gündemde idi. Nitekim 20 Şubat 1937 de Hükümet Atatürk’ün başkanlığında İstanbul’da toplanarak Hatay Meselesini görüşmüştür. Bu sebeple Mustafa Kemal Paşa, Belediye Reisinin nazik teklifini kabul edememiştir. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Tayfur Sökmen, Hatay’ın Kurtuluşu için Harcanan Çabalar, Ankara 1978, s. 95-99.

32 Rapor, s.19.

33 Rapor, s.15, Önder, Atatürk Evi, s. 16.

34 Kocatürk, Kronoloji, s. 599, Cumhuriyet ve Ulus gazetelerinin 19 Şubat 1937 nüshaları.

35 Sezici, “Selanik Atatürk Evi”, s.17.

36 İnan, “Atatürk Evleri ve Müzeleri”, Türkün Altın Kitabı Her Yönüyle Atatürk, s. 706.

37 Rapor, s. 19.

38 Rapor, s. 19.

39 Rapor, s.20.

40 Bu dönemde I T.L, 110 drahmi ediyordu.

41 Rapor, s. 15.

42 Makbule Hanım 1930’larda Selanik’teki evlere karşılık İstanbul Bebek’te bir yalı almış ve bunu kafi görmemiştir. Belki bu sebeple Komisyon çalışmalarına katılmamış olabilir. Bkz. İnan, “Atatürk Evleri ve Müzeleri”, Türk’ün Altın Kitabı Her Yönüyle Atatürk, s. 706.

43 Rapor, s. 6-7.

44 Atatürk Evi’nin Kavalalı Mehmet Ali Paşa Konağı’ndan sonra tefriş edilerek müze haline getirilmesi Türk Hükümetleri için bir talihsizliktir. Mısır Hükümeti, kendisi ile ne kadar alakalı bulduğu (!) bir Osmanlı Paşası’nın evini müze haline getirmekle tarihi vefasını ortaya koymuştur. Ancak bu hususta, Türk Hükümetleri aynı duyarlılığı maalesef gecikmeli olarak gösterebilmişlerdir. Mısır Hükümeti’nin bu durumu göz önüne alındığında, Cumhur Başkanı Celal Bayar’ın 1953’te göstermiş olduğu hassasiyette ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmaktadır.

45 Rapor, s. 11-13.

46 Rapor, s. 26-58.

47 Rapor, s.170.

48 Rapor, s. 58-90.

49 Rapor, s. 75-90.

50 Rapor, s. 92-117.

51 Rapor, s. 119-169, Tarih belirtilmemiş olup, sadece son rapor olduğu bildirilmiştir.

52 Rapor, s.124-129. Ayrıca bkz. Ünşal Sezici (Ankara Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı), “Selanik Atatürk Evinin Bugünkü İç Durumu”. Ankara Ticaret Odası Dergisi. Sayı 2. (Mayıs) 1981, Ankara 1981, s.23-26. Unsal Sezici,1981’da yayımladığı bu makalesinde bu tefrişi “Evin bu günkü iç durumu” olarak vermektedir. Herhangi bir referans bulunmadığı için, Sayın Sezici’nin yazdıklarının 153 tefrişinemi, yoksa 1980’de gerçekleştirilen yeni düzenlemeye mi ait olduğunu anlamak güçtür. Ancak bizim çıkardığımız netice 1953’te yapılan tefrişe dair olduğudur. Bununla beraber, eğer yerinde tetkik yapılarak hazırlanmış bir çalışma ise, evin 1980 düzenlemesinde 1953 tefrişine aynen sadık kalındığını gösterir. Çünkü Rapor’da verilen bilgiler ile Sezici’nin ilgili makalesinde anlatılanlar tamamen aynıdır.

53 Önder, Atatürk Evi., s. 16-17. Bu bilgilere göre, evin 1953’teki tefrişine sadık kalınmakla beraber, ne gibi değişiklikler yapılmıştır, verilen bilgilerden tespiti mümkün değildir.

54 “Atatürk’ün Selanik’teki Evi Onarıldı” Türk’ün Altın Kitabı Her Yönüyle Atatürk, s. 714, ayrıca bkz. “Atatürk”ün Selanik’te Doğduğu Ev Onarıldı”, Atatürk ve Gençliğin Sesi 100.Yıl Özel Sayısı, 1/3 (1981), İstanbul 1981, s. 29.

55 Bu fotoğraflar için bkz. Önder, Atatürk Evleri, s. 19’daki “Selanik’te Atatürk’ün Doğduğu Evde Yatak Odası” ve “Selanik’te Atatürk’ün Doğduğu Evde Oturma Odası”.

56 Mehmet Avdın (Ankara Ticaret Odası Genel Sekreteri), Atatürk’ün Doğduğu Evi Ankara’da Yaptırma Fikri”, Ankara Ticaret Odası Dergisi, Sayı 2, (Mayıs) 1981, Ankara 1981, s. 14.

57 Necdet Esen (Ankara Ticaret Odası Yönetim kurulu Başkanı), “Selanik’ten Ankara’ya”, Ankara Ticaret Odası Dergisi, Sayı 2, (Mayıs) 1981, Ankara 1981, s. 2.

58 2.Emin Göçmen (Ankara Ticaret Odası Uzmanı), “Atatürk Evi Temel Atma Töreninden Notlar”, Ankara Ticaret Odası Dergisi, Sayı 2, (Mayıs) 1981, Ankara 1981, s.18.

Yrd. Doç. Dr. Veysi Akın *

* Pamukkale Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

Kaynak: ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 48, Cilt: XVI, Kasım 2000

Tarihi Atatürk Evlerini Restore Ederken Dikkat Edilenler

Tarihi yapılar, kentlerin kimliğini ortaya koyarak geçmiş hakkında çok önemli bilgiler vermektedir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, görev yaptığı süreç boyunca birçok şehri gezmiş ve gezdiği yerlerde konaklamıştır. Geçmiş ile gelecek arasında önemli bir köprü görevi üstlenen Atatürk evlerinde önemli kararlar alınmış ve Türkiye Cumhuriyeti adına büyük adımlar atılmıştır. 
Atatürk’ün konakladığı evlerin hemen hemen hepsi restore edilerek günümüze kadar gelmeyi başarabilmiştir. Tarihi yapıları restore etmek, oldukça zor bir eylemdir. Sebebi ise orijinal dokusunu kaybetmeden bu eylemin gerçekleştirilmesi gerektiğidir. 
Tarihi yapılar, yalnızca bulunduğu milletin değil, aynı zamanda tüm dünyanın önemli mirasıdır. Çarpık kentleşmenin yoğunlaştığı günümüz döneminde böylesine önemli tarihi yapıları korumak çok da kolay değildir. Bu yüzden hassas restorasyon kulları çerçevesinde yenileme yapılması gerekmektedir. 
1- Atatürk evlerini restore etmeden önce rölöve projesi ile araştırma yapılmaktadır. Rölöve projesi, lazer taraması ile binadaki hasarları bulmaya yardımcı olmaktadır. İlk işlem olarak rölöve projesi tamamlanarak bina içerisindeki hasarlar tespit edilip, hasarlı noktalara odaklanılmaktadır. 
2- Restitüsyon projesi ile binaya dair eski resimler, belgeler, çizimler ve birçok tarihi kayıt incelenmektedir. Bu sayede binanın orijinal yapısı daha iyi bir şekilde korunarak işlem gerçekleştirilebilir. 
3- Geçilecek bir diğer aşama ise konservasyon aşamasıdır. Bu aşamada Atatürk evlerinin yapımında kullanılan malzemeler ve teknikler incelenmektedir. Tarihi Atatürk evlerini restore ederken doğru malzemeler kullanılır. Eğer farklı bir malzeme kullanılırsa, yapıda çok sırıtır. 
Atatürk evlerinde restorasyon çalışmalarının yapıldığı süreçte çok dikkatli ve titiz davranılmaktadır. Restore edilen evin özgünlüğünü koruyabilmesi için çalışma esnasında kullanılan öge ve donatıların işlem sonlandırıldığında zarar vermeden kaldırılması gereklidir. Bu işlem, titizlikle yapılmadığı zaman tarihi doku çok büyük zarar görebilmektedir. Ayrıca restorasyon işleminde kullanılan çeşitli yapı ve boya malzemeleri de binanın orijinalliğini bozmayan yapıda olmasına özen göstermektedir. Kullanılan bu malzemeleri ve daha bir çok yapı malzemelerine www.evim.com üzerinden ulaşabilmeniz mümkündür.
Atatürk evlerindeki görünen zarar derecesine göre iki farklı restorasyon çalışması uygulanmaktadır;
• Kısmi restorasyon, binanın dış cephesinde gerçekleştirilen mimari düzenlemelerdir. 
• Tam restorasyonda ise kapı, tavan, taban, pencere, ahşap işleme ve döşeme gibi hem iç yapı hem dış yapı tüm detayları ile birlikte göz önüne alınmaktadır.  
Bütün bu çalışmaları gerçekleştirirken mimarlar ve mühendisler ile çalışmalar gerçekleştirilir. Aynı zamanda sit alanı listesinde değerlendirildiği için bölge koruma kurullarından onay alınmalıdır. 
 

Selanik Atatürk Evi Görselleri

Selanik Atatürk Evi
Selanik Atatürk Evi
Selanik Atatürk Evi
Selanik Atatürk Evi
Selanik Atatürk Evi
Selanik Atatürk Evi
Selanik Atatürk Evi
Selanik Atatürk Evi
Selanik Atatürk Evi
Bu yazıyı paylaş
Paylaş
Kapat
0/0
Selanik - Atatürk Evi