Türk Milleti, Ne Zaman Kendini Kurtulmuş Sayabilir?

Türk Milleti, Ne Zaman Kendini Kurtulmuş Sayabilir?
Karakter Boyutu

Türk Milleti, Ne Zaman Kendini Kurtulmuş Sayabilir? Hasan Ali Yücel Anlatıyor:

Hasan Ali Yücel Anlatıyor:

Kurtuluş kavramı için Atatürk'ün önünde geçen bir olayı, aziz bir hatıra olarak burada anlatmak istiyorum:

Bir gece, Ulu Önder, sofrasındaki arkadaşlardan sormuştu:

-"Türk milleti, ne zaman kendini kurtulmuş sayabilir?"

Hazır olanlar, birer birer düşüncelerini cevap olarak kendisine söylüyorlardı. Sonlarda sıra bana gelmişti:

-"Paşam, Türk milleti ne zaman kurtarıcı arama ihtiyacını duymayacak hale gelirse o zaman kurtulmuş olur."

Şeklindeki fikrimi özetlemiştim. Böyle demiştim ama, dedikten sonra da türlü yorumlara alınabilecek böyle bir sözü söylemekten korkmuştum.

Atatürk:

-"Hepiniz, enteresan fikirler söylediniz. Fakat (beni göstererek) bu çocuğun ileri attığı, üstünde bizi derin derin düşündürmeye değer bir fikirdir."

Diyerek hem müsamahasının, hem geniş anlayışının unutulmaz bir yeni delilini vermişti.

Hasan Ali Yücel

Kaynak: Hürriyet Gene Hürriyet, Hasan Ali Yücel, Ankara, 1957 cilt:2 sayfa:894-895

Hasan Ali Yücel Kimdir?

16 Aralık 1897’de İstanbul’da doğdu. 26 Şubat 1961’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. İstanbul Üniversitesi  Edebiyat Fakültesi  Felsefe Bölümü’nü bitirdi. İzmir ve İstanbul’da  edebiyat ve   felsefe   öğretmenliği, maarif müfettişliği yaptı. Fransız eğitim sistemini incelemek üzere bir yıllığına Paris’e gönderildi. 1932’de yurda dönüşte Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü görevine atandı. 1933-1935 arasında Milli Eğitim Bakanlığı Orta  Eğitim Genel Müdürlüğü yaptı. 1935’te İzmir milletvekili seçildi. 1938’de Celal Bayar hükümetinde Milli Eğitim Bakanlığı’na getirildi. 1946’ya kadar Refik Saydam ve Şükrü Saracoğlu hükümetlerinde de aynı görevi sürdürdü. Birinci Eğitim Şürası’nı topladı. Ankara Fen ve  Tıp fakültelerini, İzmir Yüksek Ticaret ve İktisat Okulu’nu, Balıkesir ve Edirne öğretmen  okullarını eğitime açtı. Yüksek Mühendis Okulu’nun İstanbul Teknik Üniversitesi’ne dönüşmesini sağladı. Köy enstitülerini kurarak eğitim ve bilimi Türk köylerine kadar ulaştırdı. Dünya klasiklerinin Türkçe’ye çevrilmesini sağladı. 1950 seçimlerinde parlamentoya giremedi. İstanbul’a yerleşti. Akşam ve Cumhuriyet gazetelerinde  makaleler  yazdı. 1958’de UNESCO Türkiye Milli Komisyonu üyeliğine atandı. 1961’de Kurucu Meclis üyesi oldu.  Şiirlerini önce aruzla, sonra heceyle yazdı. Asıl önemli yanı  Türk kültürü ve  eğitimine yaptığı unutulmaz hizmetlerdir.

Bu yazıyı paylaş
Kapat
0/0
Türk Milleti, Ne Zaman Kendini Kurtulmuş Sayabilir?