Mustafa Kemal Atatürk’ün Kara Harp Okulu Diploması
Karakter Boyutu
Mustafa Kemal Atatürk’ün Kara Harp Okulu Diploması
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KARA HARP OKULU DİPLOMASI
Mustafa Kemal 10 Şubat 1902'de okulunu bitirerek (Piyade - 1472 sicil numarasıyla) teğmen rütbesiyle Türk Ordusu'nun şerefli bir subayı olmuştur.
HARBİYELİ MUSTAFA KEMAL
"... 1898 yazında Manastır İdadisi'ni bitirdi. Artık 17-18 yaşında, kendine güvenen, yetişmek ve ilerlemek ihtirası olan, okumaya hevesli, düşünmeyi seven, gençlik taşkınlıklarında muvazeneli bir Harp Okulu adayı idi... 1899'da ise Mustafa Kemal İstanbul'da, artık bir Harbiyeli'dir...
Mustafa Kemal Harbiye'ye, Manastır İdadisi'nde etkisi altında kaldığı hürriyet fikirleri ve memleket meselelerine karşı ilgilerle gelmiştir. O halde şu demektir ki, Harbiye onu hem bir subay olarak hazırlayacaktı hem de vatan ve hürriyet duygularını geliştirererk istibdat idaresine karşı bir âsi olarak yetiştirecektir. Öyle de oldu.
... Mustafa Kemal daha sonraları Harbiye'deki hayatından bahsederken, ilk ders yılı kendini pek toparlayamadığını, derslere dalamadığını anlatır. Fakat imtihan gene başarılı geçmiş ve sınıfı atlamıştır. İkinci sınıfa geçince kendini derslerine verir... Bu arada, güzel yazı yazmak ve güzel söz söylemek hevesi de gelişmiştir... Harbiye'nin son sınıfında Mustafa Kemal'in durumu daha da iyileşti. Üçüncü yani son sınıfı bitirirken 459 mevcut içinde sekizinciydi. 10 Şubat 1902'de, 1472 sicil numarasıyla teğmen olarak Harbiye'yi bitirdi. 21 yaşındaydı...
... Bu sonucu Selanik'te annesi Zübeyde ile üvey babası Ragıp Efendi'ye bildirirken, mektubunda hem onları sevindirici, hem de kendi gururunu belirten kelimeleri ince bir dikkatle seçti. Bu resmî hitabet uüslubunun arkasında, artık tatmin edilmiş ve aslında olumlu bir kompeksin, yani, "Görecekler, neler olacağım" kompleksinin saf ve mutlu çözülüşü vardı. Hayatının ilk savaşı kazanılmıştı... Selanik'e gidecek mektubun zarfını kapatırken, bu zarfa bir de fotoğraf yerleştirdi...
... Selanik'te Teğmen Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde, bu mektubu aldığı ve zarfı açıp da eline bu resim geçtiği zaman, kim bilir nasıl sevinç gözyaşları dökmüştür. O gün Ahmet Subaşı mahallesindeki ev kim bilir nasıl akrabalar, komşularla doldu taştı... 21 yıl önce bu mahallede doğan bir çocuk, işte artık subaylık derecesine ulaşmıştı. İstikbalini kazanmış ve mahallenin yüz ağartan bir çocuğu olarak yetişmişti..."
Kaynak: 1- Tek Adam, Şevket Süreyya Aydemir, Remzi Kitapevi Nisan 2001, Cilt 1, ISBN: 975-14-0670-6. Sayfa: 70-73
2- Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Prof.Dr.Utkan Kocatürk, Atatürk Araştırma Merkezi. 2. Basım, 2007 Ankara. ISBN: 975-16-1191-1, Sayfa:3