Eyvah, Geliyorlar

Eyvah, Geliyorlar
Karakter Boyutu

Eyvah, Geliyorlar

Eyvah, Geliyorlar

Maltepe Askeri Lisesi öğretmenlerinden bir yüzbaşı, bir grup öğrencisiyle gece yürüyüşü yapmaktadır. Boğazın Anadolu sahilinde Beykoz’a kadar gidilecektir.

Grup, Çubuklu asfaltına geldiği zaman, gece yarısıdır ve yürüyüşe devam edilmektedirler. Tam bu sırada bir otomobil sesi duyulur ve birkaç dakika sonra da bir taksi yolun ortasında toplanmış bulunan grubun önünde duruyor.

Dikkatle otomobile bakanlar, Atatürk’ün yalnız başına oturduğunu hayretle görüyorlar. Bir gece yarısı bir taksi ve taksinin içinde Atatürk yalnız başına!

Otomobilin kapısı açılıyor ve Atatürk dışarı çıkıyor. Yüzbaşı derhal selam vaziyetini alıyor ve tekmil haberini veriyor.

Atatürk, öğrencilerin bu gece yürüyüşünden memnun oluyor:

-“Şöyle bir kenara oturalım” diyor. Öğrencileri etrafına alıyor ve askeri bir konu ortaya atarak konuşmasına başlıyor, sorular soruyor.

Yüzbaşı, Atatürk’ün sağ şakağında küçük fakat taze bir yaranın izini görüyor. Hafif bir kan sızmış ve pıhtılaşmıştı. Yüzbaşı gibi diğer talebeler de bunu görmüşlerdi, fakat Atatürk’e söylemeye cesaret edemiyorlar. En sonunda öğrencilerden biri fazla sabredemiyor:

-“Atatürk’üm, sağ şakağınızda küçük bir yara var galiba” diyor.

Atatürk, elini pantolonunun cebine sokarak mendil arıyor fakat mendili de yoktur:

Bir öğrenci cebinden çıkardığı beyaz mendille Atatürk’ün bir damla kanını siliyor ve mendili de en kıymetli hatıra olarak saklıyor.

-“Atatürk, evet, diyor, farkındayım, kaçarken oldu.”

Şimdi bütün öğrenciler ve yüzbaşı şaşkın bir hale geliyorlar:

-“Kaçarken oldu.”

Atatürk nereden kaçıyordu?

Fakat Atatürk bu sözü söyledikten sonra artık aynı konu üzerinde durmuyor ve daha önce başladıkları konuya devam ediyor.

Aradan ancak beş dakika geçmiştir. Uzaktan otomobil ve korna sesleri duyuluyor. Atatürk, birden söylemekte olduğu cümlesini yarıda bırakıyor ve:

-“Eyvah, geliyorlar” diyor ve ilave ediyor:

-“Bu gece yalnız başıma dolaşmak istedim. Kimse bulunmasın diye de kaçtım. Fakat görüyorsunuz ki, geliyorlar; yine yalnız kalamayacağım.”

İki dakika sonra motosikletler ve otomobiller aynı yerde durmuşlardı. Atatürk’ün yanındaki görevliler Büyük Kurtarıcının bu küçük şakasından ne derece telaşlanmış, üzülmüş ve yorulmuş oldukları yüzlerinden okunuyordu.1

1 Niyazi Ahmet Banoğlu, Yayınlanmamış Belgelerle Atatürk’ün,  Siyasi ve Özel Hayatı-İlkeleri, 2. Baskı, İstanbul, 1981, s. 319–320.

Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009  

Bu yazıyı paylaş
Kapat
0/0
Eyvah, Geliyorlar