Deniz Ortasında Halka Ziyafet
Karakter Boyutu
Deniz Ortasında Halka Ziyafet
Deniz Ortasında Halka Ziyafet
Kılıç Ali anlatıyor:
-“Bir akşam Sakarya motoru ile bir gezintiye çıkmıştık. Karanlık bastığı sırada Moda koyuna geldik Mehtabın ilk günleri idi. Koyun manzarası Atatürk’ün hoşuna gitti ve Fenerbahçe’deki Belvü Gazinosu’nun açıklarında motorun demirlenmesini emretti. Yanımızda yabancı kimse yoktu. Atatürk ve birkaç arkadaş beraber bulunuyorduk. Atatürk:
-‘Buraya geldiğimizi kimse görmesin, dedi; elektrikleri söndürelim. Mehtap var. Burada yiyip, içelim.’
Gece çok güzeldi. Güvertenin karanlığı içinde yenilip içilmeye başlandı. Fakat 15 dakika geçmeden motorun etrafının sandallarla çevrilmekte olduğunu gördük. Güya kimsenin haberi olmayacak derken bir halk baskınına uğramıştık. Atatürk bu manzarayı görünce:
-‘Karanlığın anlamı kalmadı, elektrikleri yakın.’ Dedi. Elektrikler yanınca halk Atatürk’ü beyaz elbiseleri içinde, pırıl pırıl görünce denizin ortasında bir alkış tufanıdır çınlamaya başladı. Ve denilebilir ki yarım saat içinde Sakarya motorunun etrafı sandaldan sandala geçerek karaya kadar gidilebilir bir kalabalık oluştu. Bu durum üzerine Atatürk Sakarya motorunda, halk sandallarda, Atatürk’le meçhul kalabalık arasında parça parça konuşmalar başladı. Sanki kendi misafirleri imiş gibi Atatürk kalabalığa hitap etti:
-‘Size ne ikram edeyim, ne istersiniz?’ Kalabalık içinden ve sandallardan sesler geldi:
-‘Paşam. Seni isteriz, saz isteriz.’
Bunun üzerine Atatürk emir verdi. Derhal güzel bir saz geldi. Halka ikram edilmek üzere içki ve yemiş getirildi, civarındaki sandallara dağıtıldı. Koyun mehtaplı gecesinde Atatürk’le milletin bir parçası, kucak kucağa harikulade bir âlemdir başladı.”1
1 BANOĞLU, Niyazi Ahmet, Nükte ve Fıkralarla Atatürk, Garanti Matbaası, İstanbul 1967, a.g.e., s. 308–309.
Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009