Atatürk, Ankara Sergi Evi’nde, Yerli Malları Sergisini gezerken. (10.11.1934)

Karakter Boyutu

Atatürk, Ankara Sergi Evi’nde, Yerli Malları Sergisini gezerken. (10 Kasım 1934)

Atatürk Bulvarı, Sergi Evi, 1934

Mustafa Kemal Atatürk o gün Ankara Sergi Evi’nde çok gururluydu. 11 yaşına giren Cumhuriyetin yerli malı üretimindeki ilk meyvelerine gözleri önündeydi.  

1929’da kurulan Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti, “Halkı israfla mücadeleye, hesaplı, tutumlu yaşamaya ve tasarrufa alıştırmak; yerli mallarını tanıtmak, sevdirmek ve kullandırmak; yerli mallarımızın miktarını yükseltmeye, metanet ve zarafet itibariyle hariçteki mümasili mallar derecesine getirmeğe ve fiyatlarını ucuzlatmağa çalışmak; yerli mallarımızın sürümünü arttırmak” amacıyla çalışıyordu.1
1933 yılında Cemiyet, yerli malların sergileneceği bir sergi binası yapılmasını karar altına aldı ve uluslararası bir yarışma düzenledi. Yarışmada bir Türk mimarının projesi başarılı bulundu. Şevki (Balmumcu) Bey’in tasarımı çok özel bir eserdi. Ve sadece sergiler için düşünülmüş, tasarlanmıştı. Şu sözler, genç mimarındır: “İnsan sergi gezerken 90 derecelik açı ile dönüş yapmaz. Onun için salonu dairesel yaptım.”2
Ankara’nın Sergievi, Cumhuriyet’in 11. yıldönümünde, 29 Ekim 1934 günü açıldı. Açılışında önemli bir etkinlik vardı: Sanayi Sergisi. Üç hafta açık kaldı. 90 bin kişi gezdi.

Şevket Balmumcu’nun Sergi Evi

Cumhuriyet öncesi Türkiyesi’nde, Milli Mimari Rönesans’ı olarak adlandırılan ve 1908-1927 yılları arasında denk gelen I. Ulusal Mimarlık Dönemi, Avrupai üslupla birleşerek ekletik bir Osmanlı canlandırmacılığını hayata geçirmiştir. Amaç, Usul-i Mimari-i Osmani’de belirtilmiş dekotatif unsurla (yarım küre şeklinde kubbeler, sivri kemer, tezyini çini dekorasyonu) yeni inşaat tekniklerini (betonarme, demir, çelik) birleştirmek ve devletin kendine has mimari kalıbını oluşturmaktır.

Devam eden yıllarda Cumhuriyet’in ilanı, ülkeyi ekonomik, kültürel ve sosyal alanda etkilemiş; demokrasi önderliğinde bir yaşamın geçeceği çağdaş bir başkent kurma iddaası, Ankara’da mimari yapıların geliştirilmesi alanında atılan adımlara ön ayak olmuştur. Uluslararası Mimarlık dönemi, önceki dönemin mimari anlayışından kaçınmış ve yapılar hangi amaca yönelik kullanılacaksa, onun çözümüne yönelik planlamalar yapılarak hayata geçirilmiştir. Dönemin temel tasarım anlayışı: betonarme iskelet, kübik kütle formu, geniş camlı ve süslemeden arındırılmış cephelerle oluşturulmuştur.

1933’te Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti tarafından ihtiyaç doğrultusunda yapımı istenen “Sergi Evi” fikri için bir yarışma düzenlenmiştir. Yarışma birincisi Ankara Stadyumu’nun da tasarımını yapan İtalyan mimar Paolo Vietti Violi olmasına rağmen, projesi için gerekli maliyet çok yüksek bulunmuştur. Yalınlık, akıcılık ve işlevselcilik temelleri üzerine şekillenen dönemin mimarlık anlayışı, yapılar için harcanan kaynakların daha tutumlu ve özenli kullanılmasını önerdiğinden, Sergi Evi projesinin gerçekleşmesi için uygun görülen isim Şevket Balmumcu olmuştur.

1933’te yapımına başlanan Sergi Evi, asimetrik yerleşimli giriş bloğu, karakteristik dikey saat kulesi tarafından dengelenen uçları yuvarlak ve uzun, yatay bir hacimden oluşur. Binanın uzun gövdesi üzerine yerleştirilmiş yatay şerit pencereleri ve bacaya  benzeyen betonarme kulesi ile büyük bir gemiyi andırır. Günümüzde Atatürk Bulvarı üzerinde hemen fark edilebilen ve heyecan uyandıran bu yapı, Kemalist Ankara’nın modernist bir ikonu haline gelmiştir.

Eğimli bir arazı üzerine kurulan yapı, bu durumdan yararlanılarak iki seviyeli olarak düzenlenmiştir. Alt seviye tarımsal makinalar, arabalar, motorlar gibi daha büyük nesnelere; üst seviye daha küçük nesneler olan fotoğraflara, grafiklere ve duvar panolarına ayrılmıştır. Şevket Balmumcu’nun Sedat Hakkı Eldem, Seyfi Arkan, Zeki Sayar ve Abidin Mortaş’la çıkardığı dönemin mimarlık dergisi “Arkitekt”te, binanın “ulusal varlığın son nokta olarak ulaştığı kuvvet ve olgunluk” uygun bir paraya mal edilmesi övgülerle anlatılmıştır. Bir yıl içerisinde inşaası tamamlanan ve en önemli kamu yapılarından biri haline gelen Sergi Evi, 1934’te beş yıllık kalkınma planını kutlamak için düzenlenen sergiye de ev sahipliği yapmıştır. Binanın fotoğrafları karpostallarda, gazetelerde ve en başta da La Turquie Kemaliste’nin sayfalarında yayınlanmıştır.3

Kaynak: 1 Gökhan Akçura, Türkiye Sergicilik ve Fuarcılık Tarihi, İstanbul 2009, s. 122.
2 Gökhan Akçura, age, s. 125.

3 https://mozartcultures.com/sevket-balmumcunun-sergi-evi/
 

Bu fotoğrafı paylaş
Atatürk, Ankara Sergi Evi’nde, Yerli Malları Sergisini gezerken. (10.11.1934)