T.B.M.M.’nin II. Açılış Yıldönümünde Malatya Milletvekili Sıtkı Gür'ün kızı Nuriye (İdil) ile. (23.04.1922)
Fotoğrafdakiler: Fotoğraf Konya'da Şems İlköğretim Okulu'nda çekilmiştir. |
Fotoğraf Kaynağı: ATATÜRK, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları. Hazırlayan Mehmet Özel (Güzel Sanatlar Genel Müdürü), Sayfa: 199 |
T.B.M.M.’nin II. Açılış Yıldönümünde Malatya Milletvekili Sıtkı Gür'ün kızı Nuriye (İdil) ilei Konya. (23 Nisan 1922)
23 Nisan'ın İlham Kaynağı Olan Nuriye İdil O Günün Hikayesini Anlattı
İzmir'in Urla ilçesinde, yaşlı bakım merkezinde yaşamını sürdüren 100 yaşındaki Nuriye İdil, 90 yıl önce Konya'da eğitim gördüğü okulu ziyarete gelen Atatürk ile yaşadığı diyaloğu, en ince ayrıntısına kadar hatırlıyor.
TBMM'nin 11 kurucu milletvekilinden savcı Sıtkı Gür'ün kızı olan Nuriye İdil, uzun yıllar okul kitaplarında yer alan ve birçok yerde yayınlanan fotoğrafın öyküsünü şöyle anlattı:
“Fotoğrafın çekildiği gün okuldaydım. İkinci sınıftaydım. Atatürk Konya Mevlana Türbesi'ne yakın bir yerde olan Şems isimli güzel okulumuza geldi. 1922 senesiydi. Yengem ve dayılarım benim için şapka yaptırmışlardı. Atatürk geldiğinde o şapkayı takmıştım. Öğretmenlerim Atatürk'e götürmem için bana bir buket çiçek verdiler, yanına gittim, korkuyla çiçekleri takdim ettim.
Bana kimin kızı olduğumu sordu, sevinçle beni kucağına alarak 'Aferin, ilk şapka giyen sen oldun. Arkadaşlarını, çocukları, okulunu seviyor musun?' diye sordu. 'Çok seviyorum Paşam' dedim. Atatürk de 'O halde her sene dünyanın her yerinden çocukları davet edelim birlikte oynayın, kaynaşın' dedi. 23 Nisan Çocuk Bayramı'nın oluşumunda benim Atatürk ile olan bu diyaloğumun da payı olmasının sevinç ve gururunu yaşıyorum.”
İdil, Atatürk'ün fotoğrafı daha sonra Konya'ya kendisine hediye olarak gönderdiğini anlatarak, “Fotoğraf çekilirken Atatürk'ün yanında olduğumdan çok heyecanlıydım, zangır zangır titriyordum. Atatürk öyle bir adamdı ki gözlerine bakamazdınız. Projektör gibi gözleriyle içinizi okuyan çok yakışıklı, çok güzel bir adamdı. Sesi gayet mülayim, otoriter bir asker sesi değil, tatlı bir sesi vardı” diye konuştu.
Atatürk, babasının da kocasının da hayatını değiştirmiş
İdil, babası Hüseyin Sıtkı Gür'ün, 1915'te Osmanlı Tokat Başsavcısı iken, Kuvayı Milliyecilere katıldığını, yaptığı eylemler nedeniyle hakkında ölüm fermanı çıkarıldığını kaydetti. Çok küçük olmasına karşın yaşadıklarını iyi hatırladığını belirten İdil, şöyle konuştu:
“Konya'daydık. Bir gün evimize üç adam geldi, ellerinde bir kağıt vardı. Babamın yüzünü tanımıyorlardı. Evimize geldiklerinde ev halkı bir yandan adamları oyalarken rahmetli anneannem babamı evin bodrumunda bir yer yatağına yatırıp üzerini örttü. Evde iki dayım vardı. Biri avukat diğeri doktordu. Görevlilerin aramaları sonucunda babam bodrumda bulundu. Doktor olan dayım kendini tanıtarak 'Bana köyden hastalar gelir, çok ağır olanlara ben ilaç verir yatırırım, iyileştiklerinde evlerine yollarım. Bu adam da bu hastalardan biri' diyerek babamın hayatını kurtardı.”
İdil, Atatürk'ün İstiklal Madalyası sahibi babasına, üzerinde “Arkadaşım Sıtkı Gür'e hediyem” yazılı silahı TBMM'de olduğunu belirtti.
Eşi Reşat İdil'in de Atatürk'ün yaşamını değiştirdiği insanlardan biri olduğunu anlatan İdil, Atatürk'ün 4 dil bilen Ziraat Fakültesi mezunu eşini, bağcılık konusunda ihtisas ve araştırma yapması için ABD'ye gönderdiğini söyledi.
Eşinin ABD Berkeley Üniversitesi'nde üç sene üzümcülük eğitimi aldıktan sonra Manisa'da büyük bir bataklığı kurutup üzerine Türkiye'nin en büyük fidanlığını kurduğunu ifade eden İdil, “Atatürk eşimin de hayatını değiştirdi. Aldığı eğitim ile kocam Ege'ye üzümcülüğü getirdi. Vaktiyle üzümcülük, Anadolu'da Rumların elindeymiş. Savaş sonrası onların Türkiye'yi terk etmesi ile kaybolan üzümcülüğün yeniden hayata geçmesini, Atatürk'ün verdiği olanaklarla kocam sağladı” dedi.
Kaynak: A.A.