Denizli - Mustafa Kemal Atatürk'ün Denizli Gezileri

Denizli - Mustafa Kemal Atatürk'ün Denizli Gezileri
Karakter Boyutu

Denizli - Mustafa Kemal Atatürk'ün Denizli Gezileri

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN DENİZLİ ZİYARETLERİ

ÖZET

Mustafa Kemal (Atatürk) hayatı boyunca elli iki il merkezine çeşitli ziyaretlerde bulunmuştur. Bu illerden birisi de Denizli olmuştur. Mustafa Kemal (Atatürk) Denizli’ye iki defa ziyarette bulunmuştur. İlk ziyareti 6 Mart 1930 tarihinde gerçekleşmiştir. Belki bu ilk ziyareti bir konaklama olarak algılanabilir. Ancak, ikinci gezisi Cumhuriyet rejimi karşıtlarınca 23 Aralık 1930’da çıkarılan Menemen isyanından sonra, belli bir plân dahilinde ve “Büyük Ege Gezisi” kapsamında 4 Şubat 1931’de gerçekleştirilmiştir. Bu gezisi sırasında Mustafa Kemal (Atatürk) Denizli’de; Isparta’daki 5. Kolordu’ya bağlı 51. Piyade ve 33. Topçu alaylarını, Orta Okul ve Köy Öğretmen Okulu’nu, Çamlık’ı, Denizli Valiliği’ni, CHP Kaza (İlçe) Merkezi’ni, Denizli Devlet Hastanesi (Memleket Hastanesi)’ni, Denizli Belediyesi’ni ve Çarşısı’nı ziyaret etmiştir. Buradaki incelemelerini tamamlayan Mustafa Kemal (Atatürk), Denizli’den 5 Şubat 1931’de ayrılmıştır. Bu geziden hem Denizli halkı, hem de Mustafa Kemal (Atatürk) Cumhuriyet rejimi açısından Denizli’de her hangi bir olumsuz durumun olmadığını yerinde tespit ettiği için çok memnun kalmıştır. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, bu ziyaretler öncesinde “karşılama törenleri yapılmamasını” duyurmasına rağmen, Denizlililer Mustafa Kemal (Atatürk)’e büyük sevgi gösterilerinde bulunmuşlar, törenler düzenlemişler, misafirlerini en iyi şekilde ağırlamışlardır.

Giriş

Mustafa Kemal (Atatürk)’in kazanmış olduğu zaferleri ve yeni Türk Devleti’nin kurulmasından sonra yapmış olduğu inkılâpları, Anadolu’nun çeşitli yerlerine gerçekleştirmiş olduğu yurt gezileri içinde değerlendirmek gerekir. Mustafa Kemal (Atatürk) savaşlarda ordusunun başında, hep ön saflarda bulunmuştur. Çanakkale’de, Doğu Cephesi’nde, Kurtuluş Savaşı’ndaki bütün başarılarını zaman zaman her türlü riski de göze alarak, kendi zekâsı, çalışması ve fedakârlığı ile gerçekleştirmiştir. Bu nedenle, bu süreç içinde kendisi gibi bir metot benimsememiş olan meslektaşlarını eleştirmiş, gerektiğinde bu kişileri Türk milletine şikâyet etmekten de geri kalmamıştır.

Mustafa Kemal (Atatürk) gerçekleştireceği inkılâpları masa başında kararlaştırıp, arkasından hemen uygulamaya koymamıştır. Ya inkılâpları gerçekleştirmeden önce, ya da gerçekleştirdikten sonra bu kararları Türk milleti ile paylaşmış, gerçekleştirilen inkılâpların bir anlamda denemesi yoluna gitmiştir. Yani; hem Türk milletinin iradesini temsil eden milletvekillerinin almış olduğu kararları asılları ile paylaşmış, hem de asılların kabul etmiş ve olumlu tepkilerde bulunmuş olduğu inkılâpları milletvekillerine onaylattırmıştır. Böylece, gerçekleştirilen inkılâpların Türk milleti tarafından sağlıklı bir şekilde benimsenmesinin sağlanmış olduğunu söylemek mümkündür.

Örneğin Mustafa Kemal (Atatürk), Türkiye’de kılık-kıyafet kanunu ya da diğer bir ifadeyle şapka inkılâbını yapmak için bu inkılâptan önce o güne kadar kendisini hiç görmemiş olan Çankırı’ya, Kastamonu’ya, İnebolu’ya elinde şapkasıyla gitmiştir. Yine aynı şekilde harf inkılâbını yapmış olduğu bir yurt gezisinde halkın içinde başlatmış, henüz bu inkılâpla ilgili kanun çıkmadan önce harf inkılâbının başöğretmeni sıfatıyla, şehir şehir dolaşarak elinde tebeşir, meydanlarda kurulan kara tahtalarda Türk milletine yeni harfleri göstermiştir.1

Mustafa Kemal (Atatürk), her inkılâptan önce çıktığı yurt gezilerinde gerçekleştireceği inkılâbın ilkelerini anlatmış, Türk milletinin görüşlerini almıştır. Uğradığı her köy, kasaba ve şehirde, milletini çevresinde tek bir yürek, tek bir ses olarak görmüş, kendisine karşı gösterilen sevgi ve bağlılığı şahsına mal etmemiş, Türk milletinin bir temsilcisi olarak, yaptıkları yine Türk milleti tarafından onaylanmıştır. Hemen her geziye çıkışında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, uğrayacağı illere “karşılama törenleri yapılmamasını” duyurmasına rağmen, öğretmeni-öğrencisi, memuru-esnafı, işçisi-işsizi köylüsü-şehirlisiyle tüm halk Onun geleceği yollara dökülmüş, hele Cumhuriyeti emanet etmiş olduğu gençler peşini asla bırakmamıştır. Mustafa Kemal (Atatürk)’i görmek her Türk için bir mutluluk olmuş, görenler görmeyenlere ve hatta sonraki nesillere anlatmışlardır.2

A- Mustafa Kemal (Atatürk)’in Denizli’yi Birinci Ziyareti

Mustafa Kemal (Atatürk)’in Denizli’yi ziyaretlerinin, Denizli ve Denizlililer için Cumhuriyet döneminde gerçekleşen en önemli tarihî olaylar olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle bu ziyaretler, Denizlililer için nesilden nesile aktarılan ve unutulmayan birer tarihî olay olarak sürekli hatırlanmıştır.

Mustafa Kemal (Atatürk) hayatı boyunca elli iki il merkezine çeşitli ziyaretlerde bulunmuş.

Bunun için Denizlililer, Mustafa Kemal (Atatürk)’in büyük sevgisini kazanmışlardır. Mustafa Kemal (Atatürk) de bu destek nedeniyle, Millî Mücadele sürerken Denizli’yi ziyaret etmek, Denizlililerle görüşmek ve buralardaki Millî Mücadele cephelerini teftiş etmek istemiştir. Bu nedenle Mustafa Kemal (Atatürk), Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bir heyet ile birlikte Afyonkarahisar, Uşak ve Denizli’yi ziyaret ederek, buralardaki askerî birliklerin ve cephelerin durumunu kontrol etmeyi planlamıştır.3 Ancak, TBMM’ne ve Millî Mücadele’ye karşı iç isyanların ve hareketlerin başlaması üzerine, Mustafa Kemal (Atatürk), I. Konya Hadisesi’nden yaklaşık üç ay sonra, Konyalıları Millî Mücadele ve yeni kurulan Hükûmet hakkında aydınlatmak amacıyla Konya’yı 3 Ağustos 1920’de ziyaret etmiş,4 bu plânından vazgeçmek zorunda kalmıştır.

Buna karşılık Mustafa Kemal (Atatürk), Millî Mücadele’nin zor şartlarında gerçekleştiremediği Denizli gezisini unutmamış, her zaman için gerçekleştirmek istemiştir. Yine bir yurt gezisi nedeniyle, İzmir’de bulunduğu bir sırada kendisini ziyarete gelmiş olan Denizli heyetini kabul etmiş ve onlara, “Geleceğim, hem de bir gece misafiriniz olacağım, sabrediniz.”5 diyerek, Denizli’ye geleceğinin müjdesini vermiştir.

Mustafa Kemal (Atatürk), 1930 yılı Mart ayı başında İzmir’e gitmiş, çeşitli incelemelerde ve ziyaretlerde bulunduktan sonra, tekrar Ankara’ya dönmemiş, İzmir-Aydın-Denizli-Isparta-Burdur yoluyla Antalya’ya gitmeyi ve buradan da Adana ve özellikle de Silifke’ye kadar uzanarak, burada bulunan çiftliğini ziyaret etmeye karar vermiştir. Bu amaçla, Mustafa Kemal (Atatürk) yanındaki İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Nuri (Kütahya), Vasıf (İzmir), İzmir Valisi Kâzım Paşa, Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi) Müfettişi Zühtü Beylerle birlikte 5 Mart 1930 günü saat 10. 30’da İzmir’den Antalya’ya hareket etmiştir. Aydın-Nazilli yoluyla 6 Mart 1930’da Denizli’ye gelen Mustafa Kemal (Atatürk) ve beraberindekiler, Denizli istasyonunda yarım saat kadar mola vermişlerdir.6

Denizlililer, Mustafa Kemal (Atatürk)’in Antalya’ya giderken Denizli’ye de uğrayacağını haber aldıktan sonra, istasyonda yer alan iskeleleri iki taraflı olarak doldurmuşlar, Mustafa Kemal (Atatürk) ve arkadaşlarına coşkun gösterilerde bulunmuşlar,7 onları Denizli’de en azından bir gece misafir etmek istemişler ve yollarına devam etmelerine rıza göstermemişlerdir. Bunun üzerine Mustafa Kemal (Atatürk) istasyonu dolduran Denizlililere; “Yakında Denizli’ye özel olarak geleceğim. O zaman sizlerle uzun uzun görüşürüz.”8 diyerek, o gün Burdur-Isparta yoluyla Antalya’ya hareket etmiş, kendisini Denizli’ye kadar yolcu eden İzmir Valisi ve Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi) Müfettişi de, buradan İzmir’e geri dönmüştür.

B- Mustafa Kemal (Atatürk)’in Denizli’yi İkinci Ziyareti

Mustafa Kemal (Atatürk)’in ikinci Denizli gezisi de, doğrudan doğruya Ankara’dan Denizli’ye gerçekleşen bir gezi şeklinde olmamıştır. Mustafa Kemal (Atatürk), Ankara’dan İzmir’e 27 Ocak 1931’te gelmiştir. Yine aynı şekilde burada bulunduğu sırada Aydın-Nazilli üzerinden Balıkesir’e kadar uzanan bir yurt gezisi planlamıştır.9

Bir anlamda Mustafa Kemal (Atatürk) böyle bir geziyi düzenlemek zorunda kalmıştır. Çünkü, Ali Fethi (Okyar) tarafından Serbest Cumhuriyet Fırkası (Partisi)’nın kurulmasından sonra, bu parti Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen bazı inkılâplara özellikle de, halifeliğin kaldırılmasına ve lâik bir yapının benimsenmesine karşı çıkmış olanların cazibe merkezi hâline gelmiştir. Bu gerçeğin görülmesi üzerine Serbest Cumhuriyet Fırkası (Partisi), bizzat kurucusu Ali Fethi (Okyar) tarafından 17 Aralık 1930 tarihinde kapatılmıştır. Bu partinin kapatılmasının ne kadar yerinde bir davranış olduğu kısa bir süre sonra ortaya çıkmıştır. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’ne ve yönetim anlayışına muhalif olanlar, Cumhuriyet rejimini ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetlerine hız vermişler, bu nedenle 23 Aralık 1930’da Menemen’de bir isyan başlatmışlardır.10

Bu isyan, Nakşibendî tarikatına mensup olan Derviş Mehmet adındaki esrarkeş bir adamın önderliğinde ve “şeriat isteriz” sloganları ile Menemenlilerin ayaklanmasıyla başlamıştır. Bunun üzerine, isyanının bastırılması amacıyla Asteğmen Kubilay emrindeki küçük bir birlikle isyancıların üzerine gönderilmiştir. Ancak, Kubilay önce isyancılar tarafından yaralanmış, sonra da isyanın elebaşı tarafından başı kesilmek suretiyle öldürülmüştür.11 Bu nedenle Menemen’de gerçekleşen bu isyan, Mustafa Kemal (Atatürk)’i ve Türk milletini bir hayli üzmüş, isyanın bastırılması ve isyancıların en ağır bir şekilde cezalandırılması için gerekli tedbirler alınmıştır.

Bu üzücü olaydan sonra düşünülen bu gezi, Mustafa Kemal (Atatürk)’in “Büyük Ege Gezisi”12 olarak da bilinmektedir. Onun yapacağı bu gezi ile; Batı Anadolu’da yaşayan insanlarla yüz yüze görüşmesinin, bölge halkının nabzını tutmasının, gidilecek yerlerin ihtiyaçlarını yerinde tespit etmesinin, yapılmakta olan yatırımların son durumunu görmesinin, halkın sosyal, kültürel ve ekonomik durumları hakkında sağlıklı bilgiler almasının hedeflenmiş olduğunu söylemek mümkündür.

Bu amaçlar doğrultusunda planlanılan gezi programına Denizli de alınmıştır. Bunun üzerine gezi için gerekli hazırlıklara başlanılmıştır. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri M. Tevfik tarafından Cumhurbaşkanının 3 Şubat 1931’de Aydın ve Denizli’yi kapsayan bir geziye çıkacağı 1 Şubat 1931’de Başbakan İsmet İnönü’ye ve İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya bildirilmiş, gezi güzergâhında gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması gereği üzerinde durulmuştur.13

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri’nin bu isteğine ilişkin telgrafına İçişleri Bakanı Şükrü Kaya aynı gün içinde cevap vermiş, Aydın, Denizli Valilikleri ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri M. Tevfik’e göndermiş olduğu telgrafta;

“… 2- Güzergâhta ve bilhassa tonel; köprü, geçitlerde ve istasyonlarda kuvvetli emniyet inzibat tertibatı alınacaktır. Bunun bizzat nezaret ve tertibatınız altında ehemmiyetle temini lazımdır.”14 denilerek, Aydın ve Denizli valiliklerinden izlenecek yol boyunca gerekli güvenlik önlemlerinin alınması bildirilmiştir. Ayrıca, Mustafa Kemal (Atatürk)’in hiçbir yerde resmî veya yarı resmî tören ve her hangi bir tezahürat yapılmamasını arzu ettiği ve emir buyurdukları, bu dikkate alınarak ona göre davranılması, bu istek ve emirlerin dışında her hangi bir harekete meydan verilmemesi de istenilmiştir.

İçişleri Balkanı Şükrü Kaya’nın bu telgrafı üzerine, 2 Şubat 1931 günü Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi’nden Genel Sekreter imzasıyla, Mustafa Kemal (Atatürk)’in bir heyetle Denizli’ye geleceği bildirilmiştir.15 Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü tarafından Aydın ve Denizli Vilâyetleri’ne aynı anda çekilen telgrafta;

1- Reisicumhur hazretlerinin yarın Salı günü öğleden sonra Aydın’ı, önümüzdeki Çarşamba günü Denizli’yi teşrifleri mukarrerdir. Refakatlerinde Mânevi Kerimesi Afet Hanım vardır.

2- Maiyetleri Katibi Umumi Tevfik, Seryaver Resul, Kalemi Mahsusu Müdürü Hasan Rıza, Kumandan Ismail Hakkı Beyler, iki yaver bey, üç Kalemi Mahsus Memuru, Sinop mebusu Recep Zühtü, Yozgat mebusu Salih, Kütahya mebusu Recep Beyler, Tahran sâbık elçisi Memduh Şevket, Istanbul Şirket Müdürü Hamdi, Cumhuriyet Halk Fırkası Kâtibi Ziya Beyler, Sıhhıye Vekâleti Müsteşarı Dr. Hüsamettin, Kaymakam Dr. Fuat Kâmil, Müdürü Umumi Sadullah Beyler ve muhtelif vekâletlerden altı müfettiş, Anadolu Ajansından Kemalettin Beyler, Fotografçı Cemal, sinemacı Kenan Beyler vardır.

3- Tren gece yatmaya müsait olmadığı için gece şehirde kalmak zarureti mevcuttur. Reisicumhur Hazretlerinin kalacaklar binada manevi kerimesi için, Seryaver Bey için birer yatak odası. Ve dört hizmetçi için yatacak yer ihzârı icap eder. Bundan başka dört sofracı ve iki aşçı için civarda yatacak yer hazırlanmak gerekir.

4- Diğer arkadaşları istiâb edecek ve rahat ettirecek büyük ve müsait bir otel olup olmadığını bilmiyorum. Varsa adede göre onun hazırlanması muvafıktır. Yoksa ikişer üçer evlere misafir etmek zaruridir. Yalnız müdirândan iki beyin kâtib-i umûmî ile kalem-i mahsus müdürü ve memuru beyin Reis-i Cumhur Hazretleri’nin ikâmetgâhlarına yakın yerlerde bulunmalarının temini icâb eder.

5- Bundan başka on polis ve on iki postalarından birine ikâmetgâh-ı riyâsetiye civarında yatacak birer yer lâzımdır.

7- Yemek meselesi de mühimdir. Eğer münasip bir yerde onar kişilik bir sofra ihzârı kabil ise çok iyi olur. Hesabımıza orada yemek pişirilmesini ve ayrıca Ikâmetgâh-ı Riyasetpenâhide oniki kişilik sofra hazırlanmasını rica ederim. Bunu Reis-i Cumhur Hazretleri belki hususî surette yemek ister diye yazıyorum. Olmadığı takdirde yalnız Reis-i Cumhur Hazretleri’nin ikametgâhında on iki kişilik bir sofra hazırlanması ve o kadar da yine hesabımıza yemek pişirilmesini ve diğer arkadaşların bulundukları yerlerde yemek yemeleri zaruri bulunur. Bu hususun iyice tetkik ve tanzimini rica ederim.

8- Hizmetçi, polis, posta müdürü ve şoförler için ki mecmu’u 45 kişi kadardır. Bir lokanta ile pazarlık edilmesi mucib-i suhulet olur. Tabüldot halinde üç kap yemek için adam başına bir miktar tayin edilir. Kaç kişi yerse ona göre hesap olunur.

9- Şoförler on iki kişidir. Bunlar için temiz bir otelde yer tedarîkini rica ederim...”16 denilerek, buna göre hazırlık yapılması istenilmiştir.

Bu telgrafın ardından ertesi günü yine Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi’nden gönderilen ikinci bir telgrafta ise; Denizli’de öğle yemeğinin trende yenileceği, Reis-i Cumhur Hazretleri’nin sofrasını Cumhurbaşkanlığı aşçılarının hazırlayacağı, Belediyedeki sofranın yirmi dört kişi olacağı, şoförler, polisler ve postalar için elli kişilik bir lokantada yer ayırtılması gerektiği, yenilecek yemeğin; bir et, bir sebze, bir pilav veya börekten ibaret olması, Mustafa Kemal (Atatürk)’in manevî kızı Afet (İnan) Hanım’ın gelmeyeceği, gibi bazı ayrıntılı hususlar yeniden ele alınmış, bildirilmiştir.17

Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi’nden Genel Sekreter imzasıyla 2 Şubat 1931 günü çekilen talimat telgrafına, Denizli Valisi Halit (Aksoy) Bey tarafından 3 Şubat 1931’te cevap verilmiş ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Ziya Beyefendiye gönderilen bu telgrafta; “Cumhurbaşkanı Hazretleri için parti (CHP) binası izhâr edilmiştir. Vilâyet konağında dört yatak, biri Kâtib-i Umûmî Tevfik Beyefendiye, birisi zât-ı âlilerine ve ikisi de yaver beylere tahsis olunmuştur. Kalem-i Mahsus katipleri beyler için de Vilâyet Konağı karşısındaki Ziraat Bankası’na üç karyola izhar ettirilmektedir. Fırka binası karşısındaki Mebus Yusuf (Başkaya) Beyin hanesine üç karyola izhar edilmiştir. Bunlar, Kütahya Mebusu Recep (Peker), Sinop Mebusu Recep (Zühtü), Yozgat Mebusu Salih Beylere tahsis edilmiştir. Müsteşar Hüsamettin, Dr. Kemal ve müfettiş beyler için de Dr. Hamdi (Berkman) Beyin henüz yaptırdığı daire tahsis olunmuştur. Diğer zevât birer ikişer münasip zevâtın hanelerine misafir edilecektir. Polisler ve diğer müstahdemin, şoförleri çin otellerde karyola ihzâr ettirilmiştir. Reis-i Cumhur Hazretleri’nin aşçıları ve diğerleri için fırka binası yanında Belediye dairesi tahsis olunmuştur. Mebus Vasıf Beyefendi için Bursa Komiseri Esat (Kaymakçı) Beyin evi ihzâr edilmiştir. Senin için de izhâr yapılmaktadır...”18 denilerek, Denizli’de yapılan hazırlıklar hakkında bilgiler verilmiştir. Bu telgraftan da anlaşıldığı üzere, Mustafa Kemal (Atatürk)’in Denizli’ye yapacağı ziyaretin hazırlıkları tamamlanmıştır.

Yapılan bu hazırlıklardan sonra, Mustafa Kemal (Atatürk) beraberindeki heyet ile 3 Şubat 1931’de İzmir’den saat 10.00’da hareket ederek, 15.00’te Aydın’a gelmiştir. Burada kalabalık bir halk kitlesi tarafından karşılandıktan sonra, bazı incelemelerde bulunmuştur. İncelemeleri sırasında Belediyeyi, Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve Türk Ocağı Aydın Şubesi’ni ziyaret etmiştir.19

Mustafa Kemal (Atatürk) burada yapmış olduğu konuşmasında; “Türk Ocakları C. H. Fırkası’nın hars şubesidir. Fırka, millete mürebbilik yapacak, ilim, iktisat, siyaset ve güzel sanatlar gibi bütün hars sahalarında vatandaşları yetiştirmek için pişivâlık edecektir. Ocaklılar, C.H.Fırkası’nın programını vatandaşlara izah etmekte asıl vazifelerini yapmış, mefkûrelerine en büyük hizmeti ifa etmiş olurlar. Yasanızın üçüncü maddesinde bu cihet sarahaten ifa edilmiştir. Bu yol üzerinde milleti bemâhenk olarak beraber yürütmekten ibarettir.”20 dedikten sonra, araç eksikliği nedeniyle köylere kadar gidip halkı aydınlatamadıklarını söyleyen bir ocaklıya cevap vererek, şeyh ve müritlerin köye giderken otomobil masrafı düşünmediklerini hatırlatmış, bu mefkureye kendisini adayanların gayeleri uğrunda her türlü zahmet ve fedakârlığa katlanmaları gerektiğini ifade etmiştir.21

Geceyi trende geçiren Mustafa Kemal (Atatürk) 4 Şubat 1931 günü sabah saat 8.30’da Denizli’ye hareket etmiştir.22 Denizli yolculuğu sırasında Mustafa Kemal (Atatürk) kısa bir süre Nazilli’ye de uğramış, istasyonda Belediye, Cumhuriyet Halk Partisi heyetleri, esnaf, çiftçi ve tüccar temsilcileri ile görüşmüş, onların sorunlarını dinlemiş, isteklerini öğrenmiştir.23

Mustafa Kemal (Atatürk) Nazilli’deki görüşmelerini fazla uzatmamış, yoluna devam etmiştir. Bu nedenle Mustafa Kemal (Atatürk)’i taşıyan özel tren 4 Şubat 1931 günü saat 13.00’te Denizli’ye girmiştir.24 Daha önceki yazışmalarda manevî kızının Denizli’ye gelemeyeceği bildirilmesine rağmen, yanında manevi kızı (Prof. Dr. A.) Afet İnan, Genel Sekreteri Tevfik, Başyaver Resul, Özel Kalem Müdürü Hasan Rıza, Komutan Ismail Hakkı Beyler, Sinop Millet Vekili Recep Zühtü, Tahran eski elçisi Memduh Şevket, Istanbul Şirket Müdürü Hamdi, CHP Kâtibi Ziya Bey, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Hüsamettin, Kaymakam Dr. Fuat Kâmil, Genel Müdür Sadullah Bey, çeşitli Bakanlıktan altı müfettiş, Anadolu Ajansı’ndan Kemalettin Bey, Foto Cemal, Sinemacı Kenan Bey,25 General Fahrettin (Altay), Recep (Peker) Bey, Vasıf (Çınar) Bey ve yaverleri yer almıştır.

Mustafa Kemal (Atatürk)’i istasyonda Denizli Valisi Halit (Aksoy), Denizli Belediye Başkanı ve Denizli ileri gelenleri, öğretmen ve öğrenciler ile,26 iki gün öncesinden büyük kurtarıcının Denizli’ye teşriflerini öğrenen ve erken saatlerde istasyonun bulunduğu çevreyi dolduran, kalabalık bir halk topluluğu karşılamıştır.27

Binlerce Denizlilinin gösterdiği coşkun tezahürat ve sevgi gösterisi arasında özel treninden inen Mustafa Kemal (Atatürk), “Yaşa ulu Gazi, var ol, halâskâr...avazları içinde” halkı selamlamıştır.28 Mustafa Kemal (Atatürk)’in Denizli istasyonuna geldiği andaki sevinci, coşkuyu, halkın sevgisini ve izdihamı Rıza Akın anılarında şöyle dile getirmiştir; “4 Şubat 1931 Çarşamba günü ATA’yı karşılamak üzere yüzlerce kişi istasyon caddesini doldurmuş, sel gibi akıyordu. Bende o günün imkanları ile sağladığı bir stüdyo fotoğraf makinesi ile istasyona indim. Öyle müthiş bir kalabalık vardı ki, bu durumda ATA’nın fotoğrafını çekebilmenin imkanı yoktu. ATA’yı getiren özel tren tahminen 13.00’e doğru istasyona girdi. Trenden önce muhafız erleri ve koruyucu polisler indiler. Vagonlara değecek kadar yaklaşan kalabalığı zorla geriye çektiler. Atatürk, beraberindekilerle trenden indiler. Bu sırada kalabalık içinden bir çocuk sesi “Eziliyorum, kurtarın beni ölüyorum” diye bağırıyordu. Kalabalık o kadar çok ve kesif idi ki, ezilenler bile olmuştu. Ben hemen çocuğun olduğu yere koştum, kalabalık arasından çekip kurtardım. Atatürk, istasyonda önce yaya olarak yürüdüler. Bu sırada elimdeki fotoğraf makinesi ile bir fotoğrafını çekmeye muvaffak oldum.”29

İlk olarak bir öğrenci “hoşgeldiniz gazi babamız!” diye başlayan bir konuşma yapmıştır. Askerî birliği ve öğrencileri selamlayan Mustafa Kemal (Atatürk), istasyonda kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra, doğruca o gece kalacağı fırka (CHP) binasına gelmiştir. Belli bir süre dinlenip bir yorgunluk kahvesi içmiş ve buradan otomobille ziyaret edeceği yerlere hareket etmiştir.30

Mustafa Kemal (Atatürk), Denizli’deki ziyaretlerine askerî birliklerden başlamıştır. Bu nedenle, ilk olarak Çamlık yolu üzerinde bulunan ve o zaman için Isparta’daki 5. Kolordu’ya bağlı 51. Piyade ve 33. Topçu alaylarını ziyaret etmiştir. Askerî birliklerin ziyaret edilmesi sırasında, Isparta’dan gelen Tümgeneral Mustafa İzzet de burada hazır bulunmuş, alayların subaylarından oluşan tören kıtası Mustafa Kemal (Atatürk)’i karşılamıştır.31

Mustafa Kemal (Atatürk) burada belli bir süre kalıp, askerî birlikleri ziyaret ettikten sonra, Orta Okul ve Köy Öğretmen Okulu’nu* ziyaret etmiştir.32 Mustafa Kemal (Atatürk), okulların sınıflarını birer birer gezerek, eğitim-öğretim faaliyetlerini takip etmiş, öğrencilere sorular sormuş, onların gönüllerini almış, yöneticilerle öğretmenlerden eğitim-öğretim konusunda ve sorunları hakkında bilgiler almıştır.33

Okullardaki bu incelemelerinin ardından Mustafa Kemal (Atatürk), Denizli’nin en gözde dinlenme yeri durumunda olan Çamlık’a gitmiş, burada öğle yemeğini yemiştir. Mustafa Kemal (Atatürk) burasını çok beğenmiştir. Kısa bir gezinti yaptıktan sonra, Denizli’de bir takım yerleri ziyaret etmek amacıyla buradan ayrılmıştır.34

Mustafa Kemal (Atatürk) ilk olarak Denizli Valiliği’ni saat 16.00’ya doğru ziyaret etmiştir. Vilayet konağındaki incelemeleri sırasında Denizli’nin iç ve çevre güvenliği ile ihtiyaçları hakkında çeşitli bilgiler almıştır.35 Daha sonra CHP Kaza (İlçe) Merkezi’ni ziyaret etmiştir. Buradan doğruca Denizli Devlet Hastanesi (Memleket Hastanesi)’ne gitmiş ve hastanenin her tarafını iyi bir şekilde incelemiştir. Bu ziyaret sırasında, Başhekim Dr. Hamdi (Berkman) Mustafa Kemal (Atatürk)’e hastanenin ihtiyaçları konusunda geniş bilgi vermiş, koğuşları gezdirmiştir.36 Mustafa Kemal (Atatürk), hastaneyi gezerken hastalarla konuşmuş, hastane Başhekimi Dr. Hamdi (Berkman) Bey’e, hastanenin düzen ve temizliğinden dolayı teşekkür ve tebriklerini bildirmiştir.37

Buradaki incelemelerini tamamladıktan sonra Mustafa Kemal (Atatürk), akşama doğru Denizli Belediyesi’ne gelmiş ve belediye binası önünde toplanan yüzlerce Denizliliyi tekrar selamlamıştır. Belediyede halk ve esnaf temsilcileri ile görüşerek, halkın ve şehrin ihtiyaçlarını öğrenmiş, şehrin imkânları üzerine gerekli tavsiyeleri yapmıştır.38 Belediyeden ayrılırken de belediye başkanına; “Gerek geçen defaki gelişimde, gerekse bugün Denizli halkının, hakkımda gösterdiği hissiyattan mütehassıs oldum. Teşekkür ve muhabbetlerimin muhterem halka iblağını rica ederim. Sizinle fazla konuşmağa hacet görmedim. Zira, hakikati anlamış ve fırkamıza tamamen merbut bir muhit içinde bulunduğumu hissediyorum. Allah’a ısmarladık arkadaşlar”39 diyerek, bir anlamda özellikle Menemen olayı sonrasında bölgede yaşanan huzursuzlukların, Denizli için söz konusu olmamasından, Denizlililerin Cumhuriyetin temel ilkelerine bağlılıklarından dolayı memnun olduğunu ifade etmiştir.

Belediyeyi ziyaretinin ardından Mustafa Kemal (Atatürk), Denizli Çarşısı’nda* kısa bir gezinti yapmış, burada bazı esnafla görüşmüş, konuşmuş, sohbetler etmiş, onların sorunlarını dinlemiştir. Buradan hareketle geceyi geçirmesi için kendisine önceden ayrılan Cumhuriyet Halk Partisi binasına geçmiş, odasında dinlenmeye çekilmiştir. Ancak, Denizli’nin çeşitli yerlerinden gelen Denizli gençliği, Mustafa Kemal (Atatürk)’i burada da rahat bırakmamış, o gece büyük bir fener alayı düzenlemişler ve sevinç gösterilerinde bulunmuşlardır.40

Mustafa Kemal (Atatürk)’in Denizli gezisi “Büyük Ege Gezisi” kapsamında olduğu için, ertesi günü yani 5 Şubat 1931 Perşembe günü sabahı Balıkesir’e gitmek üzere İzmir’e dönmesi gerekmiştir. Bu nedenle, Mustafa Kemal (Atatürk)’in özel treni saat 9.30’da Denizli’den hareket etmiştir. Denizli Tren Istasyonu’ndan Mustafa Kemal (Atatürk)’in özel treni İzmir’e doğru hareket ettiğinde, duygusal anlar yaşanmış, Mustafa Kemal (Atatürk) uzun süre toplanan halka trenin penceresinden el sallamış, geride gözü yaşlı binlerce insan kalmıştır.41

Sonuç

Mustafa Kemal (Atatürk) hayatı boyunca Denizli’yi iki defa ziyaret etmiştir. Belki ilk ziyareti bir konaklama olarak algılanabilir. Ancak, ikinci gezisi 23 Aralık 1930’da Cumhuriyet rejimi karşıtlarınca çıkarılan Menemen isyanından sonra, belli bir plan dahilinde “Büyük Ege Gezisi” olarak bilinen gezi kapsamında gerçekleştirilmiştir. Bu geziden hem Mustafa Kemal (Atatürk), hem de Denizli halkı çok memnun kalmıştır. Mustafa Kemal (Atatürk) Menemen isyanından sonra Denizlililerin hem Cumhuriyet rejimine, hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ne bağlılıklarını yerinde görmüş, Denizli ve Denizlililerin ihtiyaçlarını, imkânlarını yerinde tespit etme fırsatı elde etmiştir.

Denizlililer ise, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin, “karşılama törenleri yapılmamasını” duyurmasına rağmen, öğretmeni-öğrencisi, memuru-esnafı, işçisi-işsizi köylüsü-şehirlisiyle tüm halk O’nun geleceği yollara dökülmüş, yıllardan beri özlemini çektiği, Mustafa Kemal (Atatürk)’e kavuşmanın sevincini ve gururunu yaşamıştır. Bu gururu yaşamak için Denizli halkı, Cumhuriyetin ilk yıllarında “büyükçe köy” görünümündeki, evlerin çoğunun tek katlı, şehir planının ve hizmet sektörünün zayıf olduğu Denizli’de, Onu rahat ettirmek ve sevgisini kazanmak için, büyük misafirperverlik örneği sergilemiştir.

Mustafa Kemal (Atatürk)’in iki defa ziyaret ettiği Denizli şehri tabi ki Denizlililer, bu “büyükçe köy” durumundan kurtulmak ve Onun gösterdiği “muassır medeniyet”i yakalamak, hatta onun üstüne çıkma hedefine, il düzeyinde ulaşabilmek için, hayatın her alanında büyük gayretler göstermişlerdir. Çalışkan ve girişimci Denizlililerin yapmış olduğu çalışmalar sonrasında da Denizli, alt yapısal anlamda fazla bir devlet desteğine sahip olmamasına karşın, sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan belli bir seviyeyi yakalayabilmiştir.

1 Mehmet Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Ankara, 1975, s. 9.

2 Mehmet Önder, a.g.e., s. 9.

3 Öğüt, 31 Temmuz 1920, s. 1.

4 Osman Akandere, “Atatürk’ün Konya’yı Ziyaretleri”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi”, Cilt: XIV, Sayı: 40, Ankara, s. 151.

5 Mehmet Önder, Atatürk’le Adım Adım Türkiye, Ankara, 1984, s. 117.

6 Milliyet, 6 Mart 1930, s. 1.

7 Milliyet, 6 Mart 1930, s. 1. Bazı gazeteler Mustafa Kemal (Atatürk)’in Denizli’de 15 dakika kadar dinlendiğini belirtmektedir. Bu konu hakkında bkz. Cumhuriyet, 7 Mart 1930, s. 1.

8 Mehmet Önder, a. g. e., s. 118.

9 Mehmet Önder, a.g.e., s. 118.

10 Ahmet Mumcu, Tarih Açısından Türk Devriminin Temelleri ve Gelişimi, Ankara, 1988, s. 142.

11 Ahmet Mumcu, a.g.e., s. 142.

12 Halil Oran, Atatürk Denizli’de, Denizli, 1975, s. 2.

13 Halil Oran, a. g. e., s.21’den Cumhurbaşkanlığı Arşivi, Dosya No: 81, Fihrist: 5.

14 Halil Oran, a. g. e., s. 22’den Cumhurbaşkanlığı Arşivi, Dosya No: 81, Fihrist: 5-1.

15 Halil Oran, a. g. e., s. 28.

16 Halil Oran, a.g.e., s. 224-25’den Cumhurbaşkanlığı Arşivi, Dosya No: 81, Fihrist: 5-17. Bu telgrafın sadeleştirilmiş hâli için ayrıca bkz., Tarhan Toker, Denizli İli Kültür Hayatı, Denizli, 1992, s.14.

17 Halil Oran, a.g.e., s. 32.

18 Halil Oran, a.g.e., s.224-25’ten Cumhurbaşkanlığı Arşivi, Dosya No: 81, Fihrist: 7-8.

19 Vakit, 4 Şubat 1931, s. 1.; Hâkimiyet-i Milliye, 5 Şubat 1931, s. 1.

20 Hâkimiyet-i Milliye, 5 Şubat 1931, s. 1.

21 Hâkimiyet-i Milliye, 5 Şubat 1931, s. 1.

22 Vakit, 5 Şubat 1931, s.4.; Hâkimiyet-i Milliye, 5 Şubat 1931, s. 1.

23 Vakit, 5 Şubat 1931, s. 4.

24 Yücel Özkaya, “Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın 1927 İstanbul ve Sonraki Gezileri”, A.Ü.İ.T.E. Dergisi, Ankara, 1994,  sayı:14’den ayrı basım, s.195.

25 Tarhan Toker, a.g.e., s.11.

26 Mehmet Önder, a.g.e., s.118.

27 Halil Oran, a.g.e., s. 12.

28 Denizli Gazetesi, 5 Şubat 1931, s.1.; Ayrıca bkz., Hâkimiyet-i Milliye, 5 Şubat 1931, s. 1.

29 Halil Oran, a.g.e., s. 41.

30 Mehmet Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, s. 112.; Denizli Gazetesi, 5 Şubat 1931, s.1.

31 Halil Oran, a.g.e., s. 12.

* O zamanlar Köy Öğretmen Okulu, Denizlililer tarafından Koca Mektep diye adlandırılan, bugünkü Denizli Lisesi eski binasında hizmet vermiştir.

32 Tarhan Toker, a.g.e., s. 10.

33 Denizli Gazetesi, 5 Şubat 1931, s.1.

34 Denizli Gazetesi, 5 Şubat 1931, s.1.

35 Hâkimiyet-i Milliye, 6 Şubat 1931, s.1

36 Mehmet Önder, Atatürk’le Adım Adım Türkiye, s. 123.

37 Halil Oran, a.g.e., s. 13.

38 Halil Oran, a.g.e., s. 13.

39 Denizli Gazetesi, 5 Şubat 1931, s.1-2.; Mehmet Önder, a.g.e., s.119. Hâkimiyet-i Milliye, 6 Şubat 1931, s.1.; Cumhuriyet, 6 Şubat 1931, s. 3. * Denizli çarşısı diye ifade edilen çarşı, tarihi alış-veriş merkezi olan, halen kullanılan ve Kale içi çarşısı olarak bilinen yerdir.

40 Mehmet Önder, a.g.e., s. 119.; Hâkimiyet-i Milliye, 6 Şubat 1931, s.1.

41 Mehmet Önder, a.g.e., 119.

Yrd. Doç. Dr. Tahir Kodal*

* Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Kaynak: ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 55, Cilt: XIX, Mart 2003

Bu yazıyı paylaş
Kapat
0/0
Denizli - Mustafa Kemal Atatürk'ün Denizli Gezileri