Atatürk'ün Basın Üzerine Fikirleri
Karakter Boyutu
"Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve uyarmada, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, özet olarak bir milletin mutluluk hedefi olan müşterek istikamette yürümesini teminde başlı başına bir kuvvet, bir okul, bir rehberdir." Mustafa Kemal Atatürk
ATATÜRK’ÜN BASIN ÜZERİNE FİKİRLERİ
Afet İnan Anlatıyor;
Atatürk, Mustafa Kemal adı ile istibdat devrinin askeri okulunda gazete çıkarmaya heves eden ve buna daha o zamanlarda büyük önem veren bir öğrenci olduğunu söylerdi. O devrin gereği olarak hür fikirlerini, gizlide olsa, teksir ederek yazılan gazetelerde arkadaşlarına okutmaktan büyük fayda ümit etmiştir.
Hayata atıldığı zaman da, İstanbul’da Minber gazetesini çıkarmaya teşebbüs ettiğini anlatırdı. Asker, kumandan ve Cumhurbaşkanı iken ise, gazeteci arkadaşlarına verdiği değerin çok fazla olduğunu yakınında bulunanlar bilirler.
1930 yılında, yurt bilgisi konusunda öğretim görevimi yaparken, genellikle “hürriyet” kavramı üzerinde kitaplar okumakta idim. Atatürk için bu konular en cazip bir konuşma sahası idi. Bu husustaki kuramsal bilgileri ve o zaman ki Basın Kanunu’ndan aldığım maddeleri, bir araya getirmiş ve dersimi vermek üzere hazırlanmıştım. Atatürk bu derlemeyi öğrenci için yaralı bulmakla beraber bana “gazeteler” konusunda şöyle bir not yazdırdı:
“ Bu hususta bizce söylenecek sözler, şöyle hülasa edilebilir (özetlenebilir): Matbuatın (basının), umumi hayatta ve Cumhuriyetin terakkiyat (gelişmesi) ve tekamülünde (olgunlaşmasında) haiz olduğu vazifeler yüksektir. Matbuatın, tam ve vasi (yaygın) hürriyeti (özgürlüğü), hüsnü istimal etmesi (iyiye kullanılması) hususu nazik olduğu kayda şayandır (değer). Her türlü kanuni kayıtlardan (yasal sınırlamalardan) evvel bir sahip-i kalem, ilme, ihtiyaca ve kendi siyasi telakkilerine (anlayışına) olduğu kadar, vatandaşların haklarına ve memleketin her türlü hususi telakkilerin fevkinde (üzerinde) olan yüksek menfaatlerine (çıkarlarına) de dikkat ve hürmet etmek manevi mecburiyetindedir. Bu mecburiyettir ki umumi intizamı (genel düzeni) temin edebilir. Maahaza, matbuat serbestisinden (basın özgürlüğünden) meydana gelecek fenalıkları ortadan kaldıracak müessir vasıta (etkili araç) asla mazide (geçmişte) olduğu gibi, matbuat hürriyetini bağlayan bağlar değildir. Bilakis (tam tersine), matbuat hürriyetinden tevellüt edecek (doğacak) mahzurların izale vasıtası (sakıncaları giderecek araç), yine binefsihi (bizzat) matbuat hürriyetidir.”
Bu esas fikirler üzerinde Atatürk, daha pek çok açıklamalarda bulunup örnekler vermişti. O gazetelerin kamuoyu üzerinde etkili olduğunu her vesile ile tekrar etmiştir. Kendisinin hastalık zamanında, okuyup yorulmasının doğru olmadığının doktorlar tarafından tavsiyesine zorlukla uyduğunu daima tanık oluyordum. Bundan dolayı gazeteleri hiç olmazsa görmek ve bazılarının özetlerini dinlemekten vazgeçmemişti. Atatürk Türkiye’de gazetelerin, demokratik bünyemizde vazife göreceğine inanmış bulunuyordu.
Kaynak: Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Afet İnan, 5.Baskıya Hazırlayan Arı İnan,Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2007,ISBN:978-9944-88-140-1.(Sayfa:400-401)