Gazi Mustafa Kemal Paşa, Konya gezisinde halkın içinde. (22.03.1923)
Gazi Mustafa Kemal Paşa, Konya gezisinde halkın içinde. (22 Mart 1923)
22 Mart 1923 Atatürk Konyada, Sabiha Özar Anlatıyor;
Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923'teki Konya ziyareti sırasında çekilen bu fotoğrafta yer alan ve Ulu Önder'in isteği üzerine öğretmen olan Sabiha Özar, 101. yaşında Anadolu Ajansı'na verdiği röportajda, gençlere "çok çalışın" tavsiyesinde bulundu. Buca'daki evinde mütevazı bir yaşam süren Sabiha öğretmen, AA muhabirine, ilk kez 7 yaşında tanıdığı ve hayatı boyunca toplam 3 kez gördüğü Atatürk ile anılarını anlattı. Mustafa Kemal Atatürk'ün 22 Mart 1923 tarihindeki Konya ziyaretine istasyonda tanıklık eden ve o gün çekilen fotoğrafta yer alan Sabiha Özar, öğretmen olma kararını o gün aldığını söyledi.İptidai Mektebi hazırlık sınıfı öğrencisiyken Atatürk'ü karşılamak üzere öğretmenleri eşliğinde istasyona götürüldüklerini ifade eden Sabiha Özar, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"(Atatürk) Milli Mücadele'yi anlatmak üzere Konya'ya geldi. 'Kahraman Mustafa Kemal Paşa' diye karşıladık. Ben de çocuğum 'nasıl bir kahraman acaba' diye düşünüyordum. Tren bizim önümüzde durdu. Arkasında bir heyetle geldi. Yanında Latife Hanım çizme giymiş, başına bir şal almış, ufak tefek bir hanımdı. Mustafa Kemal Paşa'nın başında bir kalpak vardı, gözleri pırıl pırıldı. Bize doğru hafifçe gülümseyerek geldi. Bir eliyle benim bir eliyle diğer kız öğrencinin başını okşadı. Baba şefkatiyle gözlerinin içine baktım. Hayatımda hiç öyle mavi göz görmemiştim, adeta ışık saçıyordu. 'Bakın' dedi, 'Çok güzel okula başlamışsınız çocuklar sizi ileride öğretmen olarak görmek isterim'. Ben zaten öğretmenlere bayılırdım, titreyerek 'öğretmen olacağım' diye düşündüm."
Saliha Özar'ın Mustafa Kemal Atatürk ikinci görüşü de ilham vericidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün 2. kez görüşünün 29 Ekim 1933'te olduğunu aktaran Sabiha Özar, o dönemde çok fakir olmalarına rağmen Ankara'daki Numune Lisesi'nde eğitim aldığını dile getirdi. Kutlamalara katılmak üzere eski Meclis binasının bulunduğu alana gittiğini kaydeden Özar, "Bir tak kurulmuştu, süslenmişti. Tam karşısındaydık. 10. Yıl için marşlar çalınıyordu. O'nu o gün o kadar dinç gördüm ki anlatamam. Çıktı ve konuştu, 'Türk milletinin karakteri yüksektir, Türk Milleti zekidir' dedi." ifadelerini kullandı.
Atatürk'ü son görüşünün ise 1938 yılına denk geldiğini söyleyen Özar, şöyle devam etti: "Öğretmen okulunu bitirmeme 1 ay vardı. Bursa'daki Merinos fabrikasını açmaya geldi. Açık bir arabanın içindeydi. Biz de talebeydik, üniformalarımız vardı. Araba yavaşladı, bize doğru yöneldi. 3 adım attı, bir sarsıntı geçirdi, hastaydı. İlk gördüğümde gençti ama artık zayıflamıştı, gözlerinin parlaklığı da gitmişti. Bana üzüntü geldi. Tüylü bir palto giydiğini, elinde de bir fötr şapka olduğunu hatırlıyorum." Öğretmen olduktan sonra çalışmak için Tavşanlı'ya gittiğini ve çalıştığı okulun müdüründen 10 Kasım'da Atatürk'ün vefat ettiğini öğrendiğini anlatan Özar, "Türk doktorları bakıyordu, ajans vasıtasıyla bu bilgi halka veriliyordu. Onun Nutuk'u hep önümde dururdu. Öleceğini konduramadım. Duyunca çok fena oldum, çok üzüldüm. Ben törene gidemedim ama onu binlerce insan uğurladı." diye konuştu." Annem doktor olmamı isterdi... "Büyük Önder'i gördüğü ilk an çok etkilendiğini ve onun isteği üzerine öğretmen olmayı seçtiğini, yoksulluklar içinde bunu başarmanın gururunu da yaşadığını belirten Özar, "Annem hastaydı, doktor olmamı istedi ama ben ona (Atatürk'e) verdiğim sözü tuttum. Öğretmenliği zaten seviyordum." dedi.
Atatürk'ün "Cumhuriyet", "insanlık", "milli varlığı anlamak" anlamına geldiğini belirten Sabiha Özar, "Ona borçluyuz, Osmanlı'dan enkaz aldığı ülkeyi bize en güzel şekilde sundu. Emperyalist devletlerin hepsini memleketten kovmuş, bağımsız bir barış imzalamıştı." dedi. Atatürk'ün fakir, cahil insanları ve borç içindeki memlekette bir cumhuriyet kurulduğunu da vurgulayan Özar, sözlerini şöyle tamamladı: "10 Kasım Atatürk'ün ölüm tarihi. Fani insanlar mutlaka ölecekler, bunu gayet tabi buluyorum. Onun da ömrünü Allah öyle biçmiş. Bir armağan olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni ortaya çıkarmış bir kahraman. Hem de ne zorluklarla... Fani vücudu ortadan kalkar önemli değil, önemli olan ilke ve eserleri... Ben de göçeceğim, göçerken görevimi yapmışım diye düşünüyordum ama eksik. Benden sonraki gençlere diyorum ki ben öleceğim, yok olacağım Atatürk'ün ilkelerini, eserlerini her şeye rağmen sizler koruyacaksınız. Sizlerden sonrakine devredip sonsuzluğa kadar bu cumhuriyeti yaşatacaksınız. Benim fazla yapacak şeyim yok ama muhakkak Atatürk'ün kurduğu cumhuriyeti, insan haklarını, devletin ekonomik şartlarını yükseltecek çağdaş bir Türk Milleti için çok çalışmalı. Halk olarak çok çalışmalarını istiyorum."
Kaynak: AA, 09.11.2016