Gazi Mustafa Kemal İzmir'de İplikçizade Köşkü'nde. (10-14.09.1922)
Gazi Mustafa Kemal İzmir'de İplikçizade Köşkü'nde. (10-14 Eylül 1922)
İPLİKÇİZADE KÖŞKÜ'NDE İLK GECE ...
Atatürk'ün, Karşıyakada kaldığı ev, sahilde bugün yerinde 380 numaralı Çağlayan Apartmanı bulunan İplikçizade İsmail Bey'in köşkü idi. 2 bin 800 metrekarelik sahada kurulan evin bahçesinde yel değirmeni ve tenis kordu vardı. Üç katlı ve 15 odalı olan bu ev, 1916'da ilk sahibi İtalyan Alloyeti'den 50 bin liraya satın alınmıştı. Yunan işgalinde İsmail Bey, Rodos'a kaçmış, ailenin geri kalan kısmı karısı Fatma Hanım ile büyük oğlu Süreyya Bey, Karşıyaka'da kalmışlardı.
İplikçizade Köşkü'nün son derece önemli bir tarihi konumu vardı. Çünkü 30 Mayıs 1921'de İzmir'e gelen Yunan Kralı Konstantin bu evde kalmıştı. Kralın İzmir'e gelmesinden az önce, İzmir Valisi İstiryadis, Süreyya Bey'i çağırtmış ve çok güzel Rumca konuşan bu Karşıyakalı gence, senelik kirasına karşılık, kralı ağırlamak maksadı ile evlerine el koyacaklarını resmen bildirmişti.
Süreyya Bey, evimizin durumu müsait değildir, boyasızdır, haraptır diye direnmişse de, Vali İstiryadis tamiratı Yunan İşgal Komutanlığının yapacağını bildirerek, İplikçizade Köşkü'ne el koymuştu. Böylece, hücumbot ile yanaşan Kral Konstantin, İzmirli Rumların büyük gösterileri ile İplikçizade Köşkü'ne gelmiş ve ayağının altına serilen Türk bayrağına basarak evin içine girmişti. Bu olay, Karşıyakalılar için büyük bir üzüntü ve nefret kaynağı olmuştur;
Nitekim, Kral Konstantin'in Yunanistan'a dönmesinden sonra, Türk bayrağının ayaklar alındığını gözleri ile gören Süreyya İplikçizade, Millici Kemalist Hareketi var gücü ile desteklemeye açıkça başladığı için, Emirlerzade Refik Bey, Evliyazade Refik Bey ve Postacıoğlu Ethem Bey ve diğer bazı kişilerle birlikte tutuklanarak, Atina'ya sürgün edilmişti. Eğer Türkler İzmir'de bir katliam yapacak olurlarsa, sürgün edilenler Atina'da idam edileceklerdi.
İşte Atatürk, böyle bir tarihi Karşıyaka evinde kurtuluşun ilk mutlu gecesini, yudum yudum tadarak geçirmiştir.
SADİ İPLİKÇİ ANLATIYOR...
Şimdi Süreyya İplikçi'nin küçük kardeşi ve tüm Karşıyakalıların sevgilisi, KSK'nin ilk Başkanlarından Sadi İplikçi'yi başında lacivert beresi ile yalıda gezerken bulalım ve Atatürk'ün ilk gecesini anlatmasını rica edelim:
".... Annemin kardeş çocuğu Fikri Altay, 5. Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Altay'ın kardeşi olurdu. Kral Konstantin'in yaptığı densizliği Atatürk'e anlatmış ve kurtuluşun ilk gecesi evimizde kalması için Yüce Gazi'yi davet etmiş. Paşada kabul etmişler. Annem Fatma Hanım ile Postacıoğlu Ethem Bey'in hanımı Rahime Teyze kolları sıvamışlar. Evimizin içi, yatak odaları, yemek odaları ve salonlar tertemiz yapılıp süslenmiş. Gazi'nin sofra adabı gözönüne alınarak, çeşitli mezeler, İzmir yemekleri hazırlanarak, ikramın tam olmasına çalışılmıştı. Ağabeyim Emin İplikçi kapı kapı dolaşarak levazım toplamıştır. Bulgur, pirinç, şeker, un gibi bir çok malzemeyi Muhittin İşçimenler'in babası Sadrettin İşçimenler'den temin etmişlerdir. Hatta, kapalı olan bir içkili gazino açtırılarak, gerekli herşey sağlanmıştı. Atatürk, Fevzi Paşa, İsmet Paşa ve bazı üst kumandanlar, bizim evde kalacaklar, öteki misafirler hemen yanıbaşımızdaki Fikri Bey Köşkü'ne alınacaklardı. Bu köşk, daha sonra Hasan İkbal'in ev yaptırdığı şimdiki Gökdelen'in bulunduğu yerde idi.
Atatürk, büyük bir tezahürat içinde evimizin önüne geldi ve ayaklarının altına serilen Yunan bayrağına basmayı reddederek içeri girdi. Annem, Gazi'nin önünde diz çökerek, Atina'da esir olan ağabeyimi kurtarmasını ağlayarak rica etti. Atatürk "10 günde geri dönecekler" diye söz verdi ve İtalya Başkonsolosunu çağırttı. Konsolos Bey'e "Atina'da bulunan bu mümtaz kişiler, İtalyan himaye pasaportuna sahiptirler. Acele geri getirtin" diye buyruk vermiş. İtalya bunun üzerine Yunanistan'a başvurdu ve gerçekten on günde ağabeyim sapasağlam Atina'dan İzmir'e geldi.
Atatük'ün bizim evde kaldığı akşam, büyük bir ziyaret verildi. Herkes İstirdat'ın (Kurtuluş) heyecanı ile sevinç içinde idi. Atatürk, o akşam ağabeyim Süreyya İplikçi'nin denize bakan odasında kaldı ve mışıl mışıl uyudu.
Karşıyakamız, Gazi'mizi bağrına basmıştı..."
Atatürk, Karşıyaka'da misafir edildiği 10 Eylül gecesini hiç unutmayacak ve daha sonraki İzmir gezilerinde Karşıyaka'yı devamlı ziyaret edecektir.
Kaynak: Karşıyaka ve Kaf Sin Kaf Tarihi, Yaşar Aksoy, Hisdaş Yayıncılık,1988, İzmir, sayfa: 42-43
Katkılarından dolayı, Sayın M. Sancar Maruflu ve Yaşar Aksoy'a teşekkür ederiz.